Kemal Ertuğrul Öztürk
Tüketici hakları konusundatakip edilecek hukuki yollar ve güvenceler önemlidir. Ancak hem tüketici hem de satıcı için, hiçbir hukuki zorlama olmaksızın haklarına özen gösterilmesi daha önemlidir.
Mübarek Ramazan-ı Şerif ayının manevi ikliminde hatırımızdan çıkarmamamız gereken ilahi emirler, konunun uzmanları tarafından çeşitli iletişim unsurlarıyla halkımıza aktarılmaktadır. Biz de, tüketici haklarında yaşanılan mağduriyetlere sebep olanlarla yaptığımız mücadeleyi, manen daha güçlenmiş bir şekilde sürdürmeye devam ediyoruz. Yüce Kur’an’da haksızlığa sebep olanlara, daha dehşetli günlerin geleceğine dair ilahi ikazlarla ilgili bazı Ayet-i Kerimelerin Türkçe meallerini, mübarek ramazan ayı vesilesiyle hatırlatmak istiyorum.
Beni fevkalade etkileyen ayetlerden olan, Mürselât Suresi’nin 50 ayeti içinde 10 defa tekrar edilen, Dini ve ahireti yalan sayanların feci akıbetlerinin ihtar edildiği ayet meali ile başlayıp; başka surelerdeki konuyla ilgili bazı ayet meallerini, makaleme ayrılan bölümün müsaadesi nispetinde sunmaya çalışacağım.
”Size vaat edilen mutlaka gerçekleşecektir. Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman, Gök yarıldığı zaman, Dağlar parçalanıp savrulduğu zaman, Resullere ümmetleri hakkında şahitlik vakitleri belirlendiği zaman, beklenen kıyamet kopmuştur. Bunlar hangi güne ertelendiler? Hüküm gününe! Hüküm günü nedir bilir misin? Hakkı yalan sayanların o gün vay hallerine!” (Mürselât Suresi 7-15 Ayetleri)
”Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile
günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin.” (Bakara Suresi 188. Ayeti)
”Faiz yiyenler, (kabirlerinden) şeytan çarpmış (kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı) gibi kalkarlar. Bu hâl, onların: Alım-satım, tıpkı faiz gibidir!” demeleri yüzündendir. Hâlbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. (Faizi haram kılan) Allah, faiz (karışan mal)ı tüketir (onun bereketini giderir), sadakaları (verilmiş malları) ise bereketlendirir. (Onlar vesilesiyle müstakbel belâyı def eder.) Allah, küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez!” (Bakara Suresi275.-276. Ayetleri)
”Ey iman edenler! Allah’tan korkun! Eğer gerçekten inanıyorsanız, mevcut fâiz alacaklarınızı
terkedin!” “Şayet (fâiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resulü tarafından (faizcilere karşı)
açılan harpten haberiniz olsun! Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş, ne de haksızlığa uğramış olursunuz...” (Bakara Suresi 278.-279. Ayetleri)
”Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah’ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, (her şeyi olduğu gibi dosdoğru) yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam yazdırsın). Eğer borçlu, aklı ermeyen veya zayıf bir kimse ise, ya da yazdıramıyorsa, velisi adaletle yazdırsın. (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir. Şahitler çağırıldıkları zaman (gelmekten) kaçınmasınlar. Az olsun, çok olsun, borcu süresine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun, şahitlik için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Yalnız, aranızda hemen alıp verdiğiniz peşin ticaret olursa, onu yazmamanızdan ötürü üzerinize bir günah yoktur. Alışveriş yaptığınız zaman da şahit tutun. Yazana da, şahide de bir zarar verilmesin. Eğer aksini yaparsanız, bu sizin için günahkârca bir davranış olur. Allah’a karşı gelmekten sakının. Allah, size öğretiyor. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.” (Bakara Suresi 282. Ayeti)
”Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hâli müstesna, mallarınızı, batıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin! Ve kendinizi öldürmeyin! Allah size karşı pek merhametlidir.” (Nisa Suresi 29. Ayeti)
”Yine onlar ki, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler.” (Muminun Suresi8. Ayeti)
”(Öyle hakiki er kişiler vardır ki) onlar, ne ticaret ne de alış-verişin, kendilerini zikrullahtan,
namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı kimselerdir. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.” (Nur Suresi, 37. Ayeti)
”İnsanların malları içinde artsın diye faizle her ne verirseniz, Allah katında artmaz. Ama Allah’ın
hoşnutluğunu isteyerek her ne zekât verirseniz; işte bunu yapanlar sevaplarını kat kat arttıranlardır.”(Rum Suresi39. Ayeti)
”Eksik ölçüp tartanların, ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline! Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler. Kendileri başkalarına bir şey ölçtükleri veya tarttıklarında ise eksik ölçer ve tartarlar. Onlar düşünmezler mi ki, kendileri büyük bir günde hesap vermek için diriltilecekler. Öyle bir gün ki, insanlar o günde âlemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklar.” (Mutaffifin Suresi 1-6 Ayetleri)
SÖZ İZİ: Bir insanın ne için yaşadığına değil, ne için ölebileceğine bakılmalıdır. K.E.Ö.
http://www.milatgazetesi.com/Haksizliga-sebep-olanlara/71009#.VZ5gol_tmko