Kemal Ertuğrul Öztürk Milat-
28.07.2015 10:07-keozturk2@gmail.com
Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüketicilerin en önemli, hatta olmazsa olmaz ihtiyaçlarından
birisi sudur. Su kaynaklarını bu özelliğinden dolayı rastgele kullanamayız. Özellikle büyük
şehirlerimizdeki içilebilir su kaynaklarının, ancak tasarruflu kullanılırsa yetebileceği belirtilmektedir.
Şayet; su sıkıntısı baş gösterir, kesinti ve kısıntılar başlarsa, gereksiz stoklama ve israf artar, yetecek
miktardaki su yetmez hale gelir, sosyal hayat ve sosyal barış zedelenir. Onun için, evler, kamu ve özel
işyerlerinin su kullanımlarında insan, alan ve fonksiyon gibi kıstaslarla sınırsız su kullanımı önlenmeli,
tasarruflu su kullanımı özendirilmelidir. Bilindiği üzere, ondört asır öncesinden Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed (S.A.V.)’in dünyanın sonuna kadar insanlık âlemine “Bir akarsudan bile abdest alsan yine de
suyu israf etme.” buyruğunun ne anlama geldiği, artık bugün daha iyi anlaşılmaktadır.
Bu konuya olumlu bir katkı olmak üzere dikkat çekmek istiyorum. Halkın ortak kullanımında olan,
umumi yerlerdeki şadırvan ve/veya abdest alma yer ve su armatürlerinin büyük çoğunluğunun;
ergonomiye, ekonomiye, temizlik ve sağlığa uygun standartlara sahip olmadığı bir gerçektir. Bugün
Türkiye'de yaklaşık seksen altı bin (86.000) cami vardır. Bu rakam, kayıtlara geçmiş ve resmi görevlisi
bulunan camileri kapsamaktadır. Bunun yanı sıra, kurum ve kuruluşlar bünyesinde özel veya halka açık
büyüklü küçüklü sayısız mescitlerin olduğu da bilinmektedir. Ancak bu ibadethanelerin çoğunda; dağ
eteklerinde, orman kenarlarında sürekli akan kaynak suların döküldüğü yalaklara benzer bir abdestlik
uygulamasının esas alındığı veya abdestliklerle ilgili hiçbir detayın, hiçbir standart hizmet, tesis veya
tesisatı çağrıştırmadığı herkesin bildiği bir gerçektir.
Bugün ülkemizde, ilk planda altmış milyondan (60.000.000) fazla kişiyi ilgilendirdiği kabul edilebilir.
Bunların kullanım alanları da tabii ki camiler ve iş yerlerinin ortak alanlarıyla, ikamet edilen binalarda
kullanılan ve maalesef bu mekânların çoğunda da belirttiğimiz standart hizmet, tesis veya tesisat
hususlarının gözetilmediği herkesin malumudur.
Standartlar, mevcut en iyi uygulamalar üzerindeki ortak görüşü temsil etmektedir. Bu konuyla ilgili,
ülkemizde henüz ortak bir görüşü temsil edecek bir uygulama yoktur veya bugüne kadar tespit
edilmemiştir. Standartlar tabii ki gönüllü kullanım içindir. Ancak toplum kesiminin ortak alanlarında, su ve
elektrik gibi sınırlı kaynakların ortak kullanımında, uygunluğun sağlanabilmesi için, standartlar referans
olarak gösterilip, zorunlu tutulması mümkün olabilmektedir.
İnsan ergonomisine, sağlık ve temizliğe uygun, daha kolay ve daha güvenli hizmet üretmek suretiyle,
hem tüketici memnuniyeti artırılmalı, hem de kaynaklardan en yüksek seviyede tasarruf sağlanmalıdır.
Konuyla ilgili hazırladığım bir tasarım örneğinden bahsetmek istiyorum. Buna göre; Türkiye’de
yaşayan insanların boy ortalaması esas alınmalı, oturak veya taburelerin yerden yüksekliği, sandalye
standart yüksekliğinden daha yüksek olmalıdır. Oturağın, insana hareket rahatlığı sağlayabilmesi için,
oturulmasından daha ziyade dayanma, yaslanma fonksiyonunda olmalıdır. Hatta ayakların yıkanması
sırasında rahat bir denge kurabilmek için, oturağın arkası daha yüksekte, açılı tespit edilebilir.
Su ise; duvardan kısa bir ağız ile yatay veya yukarıya kalkık vaziyette bir musluktan, duvardan
uzaklaşarak akmalıdır. Su önündeki havuzu ortalayarak akarken, hafifçe eğilerek el, kol ve yüz yıkama
işlemleri rahat bir şekilde yapılabilmelidir. Böylece duvara yakın olan musluk, yıkama alanında özellikle
yüz yıkanırken engel oluşturmamalıdır. Su sabit bir çap ve debide akmalıdır. Su tahliye havuzunun dize
kadar bir yüksekliği olmalı, dibine göre üst kenarı dizlere yakın olacak şekilde konik olmalı, suyun dışarıya
sıçramasına yol açılmadan temizlik yapılabilmelidir.
Suyun kaynağından (yaklaşık 0,9 cm ) bir çapta, sabit ayarlı (yaklaşık 20 “/1LT) dökülmesinin kabul
edilebilir bir sınır olabileceği düşünülmektedir. Diğer ölçüler de yaklaşık olarak; akan su kaynağının
yerden yüksekliği 77 cm olabileceği, oturağın duvardan uzaklığı ise; 88 cm olabileceği, oturağın
çapı/oturma yüzeyi boyutları 33 cm/ 33X33 cm, havuz boyutları alttan 18X77cm, üstten 33X77 cm
olabileceği hesap edilmiştir.
Modüler sistemde komşu ünitelerde bulunanlar, birbirlerine su sıçratmayacak bir mesafede, yaklaşık
(77 cm) aralıklı olmaları gerekmektedir. Akan su yakın bir kaynaktan cazibeyle akması sağlanmalıdır.
Teklifim Diyanet İşleri Başkanlığı İle Türk Standartları Enstitüsü ortak bir proje yarışması tertip
ederek tespit edilecek standartların ergonomiye, ekonomiye, temizlik ve sağlığa uygun olması gibi birçok
özelliği barındırması değerlendirilmeli, uygun örnekler kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Sonuç olarak; su
kaynağını tasarruflu kullanmak ve hizmet kalitesini yükseltmek esas olmalıdır.
Böylece tüketiciye daha kaliteli bir hizmete yol açmasının yanı sıra toplumsal bir faydaya da hizmet
edilmiş olunacaktır. Artık tüketiciler hizmeti bekliyor, istiyor, sonucunu takip ediyor. 28.07.2015
SÖZ İZİ: Büyük nehirler bile; küçücük damlaların bir araya gelmesinden başka bir şey değildir.
K.E.Ö.
http://www.milatgazetesi.com/28-SU-TASARRUFU-/71422#.VbiGBPntmko