Kemal Ertuğrul Öztürk Milat -
14.09.2015 00:00
Kurban bayramının ilk üç gününde ibadet maksadıyla kesilen kurbanla ilgili konuları hatırlamak için dikkat edilmesi gereken hususları yeniden gözden geçirmeliyiz.
1) Kurbanlık seçerken nelere dikkat edilmelidir: Kurban olacak koyun 1 yaşında olmalıdır. (Annesi büyüklüğünde “1 yaşındaki gibi” gösterişli olmak şartıyla 7-8 aylıktan büyük koyun kurban edilebilir.) Keçi ise mutlaka 1 yaşını doldurmuş olması gerekir. Sığır ise en az 2 yaşında olmalıdır. Kurbanlık hayvanın Veteriner Sağlık Raporu ve/veya Menşe-i Belgesi ( Şehadetname ) bulunmalı; gözleri, derisi ve kılları parlak ve canlı olmalıdır.
2) Kurbanlık addedilmeyen özür sahibi hayvanlar şunlardır: Bir veya iki gözü kör, Kulakları kopuk, Bir veya iki boynuzu kökünden kırık, Kuyruğunun yarısı kopmuş veya doğuştan kuyruksuz, Dişlerin çoğu dökük, Meme başları kopuk, Kesileceği yere yürüyemeyecek kadar topal, Belirgin halde hasta, Kemiğinde iliği kalmamış derecede zayıf ve/veya gebe olmamalıdır. (Dini açıdan detaylı bilgi ilgili resmi kurumlardan öğrenilebilir.)
3) Kesim Öncesi Yapılması Gerekenler: Kurbanlık hayvanlar uzun yoldan gelmişse kesilmeden önce mutlaka dinlendirilmeli ve en az 8 saat aç tutulmalıdır. Hayvan kesim yerine götürülürken ürkütülmemeli; müşfik davranılmalıdır. Sert davranmak hayvanları daha da hırçınlaştırmaktadır. Kesim sırasında hayvan eziyet çekmeyecek şekilde kontrol altına alınmalıdır. Kesim işlemi çok keskin bir bıçakla ve ehil kimselerce yapılmalıdır. Kurban kesimi bir sonraki yazımızda ele alınacaktır.
Mübarek dinî bayramlarımız; milletimizin örfüne, âdetine, evladına, ecdadına, konusuna, komşusuna sahip çıkma, toparlanma, kendine gelme, toplum içindeki sorumluluklarını hatırlama günleridir. Ancak; Büyükşehirlerde yaşanan zorluklar sebebiyle, farklı muhitlerdeki bırakın akraba ve dost ziyaretlerini, aynı binadaki komşular arası görüşmeler bile çok kolay gerçekleşmez iken; teknolojinin gelişmesiyle artan iletişim imkânları sayesinde ilçeler, iller ötesi ülkeler ve hatta kıtalararası görüşmeler hiçbir zorluk yaşanmadan hemen her gün gerçekleşebilmektedir. Büyükşehirlerde böyle bir farklılık gözlemlenmektedir.
Her şeye rağmen ülkemiz insanının inancıyla irtibatlı iki bayramdan biri olan Kurban Bayramı, milletçe coşkuyla kutladığımız bir bayramdır. Büyükşehirlerdeki hayatın akış hızı, dinî ve milli unsurları gölgelemektedir. Nüfus yoğunluğu daha az olan muhitlerde ise, bu günlerin mana ve önemine daha uygun bir hayat tarzının hüküm sürdüğü görülmektedir. Bayramların tüketici moraline, bilincine olumlu katkısı olmaktadır. Bayramlaşmalar; büyüklerin bilgi, görgü ve tecrübelerini yansıtmak için birer fırsat günleridir. Birbirleriyle nadiren görüşen çoğu kişi, bayram hoşgörüsüyle birbirlerini can kulağıyla dinlerken, kim bilir nice bilgileri birbirlerine ayaküstü aktarıverirler.
Tabii ki bayramlar tüketici bilincine hizmet eder. Tabii ki bu milleti birbirine daha fazla yaklaştıran bayramlardır. Tabii ki en milli bayramlarımız dini bayramlarımızdır. Vatan aşkını, memleket sevgisini, şehadet arzusunu, ümmet bilincini, kulluk sevincini biz bu bayramlarda öğrendik. Tabii ki yaklaşan mübarek günlerde yukarıda arz etmeye çalıştığım bazı hazırlıklar yapılacaktır. Fakat bunlardan daha önemlisi milletçe birliğe, beraberliğe, kardeşliğe, büyük küçük buluşup, akrabalık ve komşuluk ilişkilerini güçlendirmeye, ülkemize yönelik kalleşçe, haince planlar kuran düşmanlara uşaklık yapanlara karşı uyanık olmak, gaflet içindekileri uyandırmak belki bayram hazırlıklarının en kıymetlisidir. Bu birlik ve dayanışmamız, mana ve ruhuna en uygun ve en güzel şekilde bir bayramlaşmanın idrak edilmesine vesile olacağı şüphesizdir.
Huzur ve güven Tüketici Dayanışması ile olur. Özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımız tarafından çok dikkatli ve disiplinli bir organizasyonla Türkiye’yi bölmek veya zayıflatmak için teröre destek verenleri kınamak ve düşmanca gayelerine hiçbir şekilde ulaşamayacaklarını bildirmek üzere, teröre dönüşmeden teröre karşı topyekûn bir eylem yapılması düşünülmelidir. Şehir ve ilçe merkezlerinde herkesin katıldığı, partiler üstü bir organizasyonla ülke bütünlüğü için, kardeşlerin birbirlerine farklı bakmamaları için önemli olduğu kanaatindeyim. Bu arada izinli tertip edilecek olan bu tepkilerin, emin bir şekilde ortaya konabilmesi için geniş güvenlik tedbirlerinin alınmasının ihmal edilmemesi gerektiği unutulmamalıdır. Haince ve kalleşçe pusu kurarak, ülkemize zarar vermeye çalışan bir avuç teröristin ve onları kullananların, en kısa zamanda bu yanlış yoldan vazgeçmelerine ikaz olması ile Daha Mutlu ve Daha Güçlü bir Türkiye olarak; Daha Mutlu bir Dünyanın oluşmasına katkı vermek için, gönül birliği içinde olduğumuzu göstermek zorundayız. Böyle olduğu takdirde bayramlar, hepimiz için bayram olacaktır.
Sonuç olarak; bayram sevinç ve coşkusunu toplumla birlikte duymak, bayramın feyiz ve bereketiyle yakınlarımıza daha hoşgörülü olmak, sevgiyi, saygıyı gönüllerimizde daha içtenlikle yaşamak ve yaşatmak suretiyle, bayramı daha iyi idrak etmek niyet ve gayreti içinde olmalıyız. Ki ondan hisse alıp, onun mana ve önemine uygun yaşayabilenlerden olabilelim. 22.09.2015 Kemal Ertuğrul ÖZTÜRK
SÖZ İZİ: Unutamadıklarımız,yaptığımız fedakârlıklar değil, bize yapılan haksızlıklardır. K.E.Ö.