Tüketiciyi Destekleme Derneği

"Yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya"
 
 
 
24 Kasım 2024 Pazar 
Ziyaretçi Sayımız: 1.892.253

Ana Sayfa
Üyelik Formu

Kurumsal


Şubelerimiz

Kurucu Üyeler

Denetim kurulumuz

Yönetim Kurulumuz

Onur Kurulumuz

Çözüm Merkezi

Çalışma Komisyonları

İnsan Hakları Kurulu

Hasta Hakları Kurulu

Faydalı linkler

Reklam Kurulu Kararları

Tüketici Konseyi Kararları

Şubelerimizden
 





 

Üye Olduğumuz Kuruluşlar

ekmek israf etme

eskişehir

 
   
KENT EKOSİSTEMLERİNDE, İNSAN-CANLI İLİŞKİLERİ
KENT EKOSİSTEMLERİNDE, İNSAN-CANLI İLİŞKİLERİ

Evcil hayvanlar sahipleri tarafından tedavisi, aşısı ve her türlü bakımı yapılan hayvanlardır.Yabani hayvanlar da bir insan tarafından sahiplenilmemiş, kontrol edilmeyen veya edilemeyen başı boş hayvanlardır.Sahipsiz kontrol edilemeyen hayvanların insan sağlığı açısından çok büyük riskler taşıdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kent ekosistemlerini oluşturan canlı ve cansız varlıklar birbirleri ile sürekli etki ve ilişki halindedir. Ekosistemin canlı ögelerini insanlar, hayvanlar, bitkiler, mikroorganizmalar ve diğer canlılar oluştururlar. Yapay olarak oluşturulmuş olan kent ekosistemindeki canlılar arasında var olan ilişkiler insan merkezli olarak ve insanlar tarafından düzenlenmeye çalışılır. İnsan merkezli olan bu yaklaşım kent içinde insanın rahat, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmesini hedefler. Bu noktada kent içinde insan ve diğer canlı varlıklarla olan ilişkilerin düzenlenmesinde, toplumun sosyo kültürel, dinsel ve sağlık gibi hassasiyetleri gözetilmek zorundadır. Örneğin bir kültür bir hayvan veya bitki türünü önemser ve ona kent ekosisteminde öncelik verebilir. Bu yaklaşım bir başka kültüre ait insanlar tarafından yadırganabilir. Esas olan toplumun çoğunluğunun mutlu ve sağlıklı yaşaması olduğuna göre burada büyük çoğunluğun talebi doğrultusunda düzenleme yapmak daha akılcı bir yaklaşım gibi görülebilir. Belki de bu durumda bir referandum yaparak, buna göre bir düzenleme yapmak daha doğru bir yaklaşım olarak kabul edilebilir. Ancak bu yaklaşım sağlık sorunları gibi bireyin doğrudan yaşamını etkileyecek olması nedeni ile her zaman doğru olamayabilir. Örneğin akasya ağacını çok seven bir insan, akasya çiçeğinin polenlerinin çok alerjen olduğunu bildiği halde -yakın komşusunun da polen alerjisi olduğunu bildiği halde- bahçesinde bu ağacı yetiştirmesi, komşusunun sağlığını hatta yaşamını bilerek tehlikeye atması anlamına gelir. Burada ahlaki ve doğru olan bir insanın görsel zevkimidir? yoksa diğer insanın sağlığımıdır? Bu noktada eşitli parametreleri içermesi nedeni ile kent ekosistemlerinin düzenlenmesi bilgi temelli ve bireylerin sağlıkları göz önünde tutarak yapılmalıdır. Toplumun çoğunluğu talep etse dahi insan sağlığına zarlı olduğu bilinen bitkilerin kent içinde yoğun bir biçimde yetiştirilmesi insan sağlığını doğrudan etkilediği için kabul edilebilirmi? Küçük toplulukları mutlu etmek için alel acele alınmış kararlarla kent ekosistemlerinin düzenlenmesine yönelik kurallar koymak vahim bir hata değilmidir? Ekosistemlerde insan-canlı ilişkilerinin düzenlenmesi bilimin ışığı ve gerçekleri çerçevesinde olmalıdır. Örneğin insan hayvan ilişkileri. Uygar toplumlarda evcil hayvan ve yabani hayvan olmak üzere iki çeşit hayvan gurubundan bahsedilir. Evcil hayvanlar sahipleri tarafından tedavisi, aşısı ve her türlü bakımı yapılan hayvanlardır. Yabani hayvanlar da bir insan tarafından sahiplenilmemiş, kontrol edilmeyen veya edilemeyen başı boş hayvanlardır.

Sahipsiz kontrol edilemeyen hayvanların insan sağlığı açısından çok büyük riskler taşıdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Örneğin Konya’da kedilerde bulunan helmint (parazit) türleri üzerine yapılan bir çalışmada; 100 kedinin dışkıları incelenmiş, araştırmada kullanılan 100 kedinin 92'sinin değişik parazit türleriyle enfekte oldukları saptanmış ve bu durumun insan sağlığı açısından da riskler taşıdığı, kedilerin periyodik aralıklarla muayenelerinin yapılarak tedavi edilmeleri, parazitlere karşı koruyucu tedbirlerin alınması gerektiği bildirilmektedir (Palaz, 2015).

Afyonkarahisar ve Eskişehir illerindeki sokak köpeklerinde, Afyonkarahisar’da 150 köpeğin 69’unun, Eskişehir ilinde 137 köpeğin 46’sının çeşitli parazit türleriyle enfekte olduğu tespit edilmiş olup; Afyonkarahisar ve Eskişehir’de sokak köpeklerinin insan sağlığını tehlikeye sokabilecek parazitlerle enfekte olduğu ve bu tehlikeye karşı önlem alınması gerektiği ifade edilmektedir (Kozan vd., 2007). Bazen de sokak hayvanları insanlara saldırmak sureti ile fiziki olarak da zarar verebilmektedir. Örneğin Eskişehir’de sokak köpeklerinin bir insana saldırdığı ve parçaladığı bilinmektedir.

Dirofilaria karnivor hayvanlarda özellikle köpeklerde ve insanlarda ciddi patolojik bozukluklara hatta ölümlere neden olabilen bir parazittir. Son yıllarda, evlerinde köpek veya kedi bakmanın artması nedeniyle insanlara Dirofilariasis hastalığının bulaşma riskinin giderek artığı ve acilen kontrol programları uygulanması gerektiği bildirilmektedir (Eroğlu, 2017).

Günümüzde Çin’de ortaya çıkan Korona virüsü hayvanlar arasında yaygın olan ve insanlara da bulaşabilen bir virüs grubudur. Bu virüs hayvanlardan geçerek çok sayıda insanın hastalanmasına ve ölümlere neden olmaktadır. Bu felaket kent ekosistemlerinde insan-hayvan ilişkilerinin bilim temelli ve doğru bir biçimde düzenlenmesi gerektiğinin önemini açıkça ortaya koymaktadır.

Kontrolsüz ve sahipsiz olarak yaşayan veya düzenli bakımı yapılmayan hayvanların bit, pire ve uyuz gibi çeşitli parazitler taşıdığı ve bunların temasta olduğu ortamlardaki çeşitli eşya, insan ve diğer hayvanlara bulaştırma riskinin yüksek olduğu bilinmektedir. Yakın zamana kadar fazla görülmeyen uyuz gibi bazı parazitlerin insanlarda görülmesinin yaygınlaşması, hayvanlara yeterli bakımın yapılmaması ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca evcil ve yabani hayvanların kıl, tüy ve yaymış oldukları koku gibi çeşitli unsurlar bazı insanlarda şiddetli alerjik tepkiye neden olduğu da bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kentsel alanda insan-canlı ilişkilerinde bir diğer önemli nokta ise insan psikolojisidir. Bir insan bir hayvanı çok sevebilir, bir diğer insan sevmeyebilir. Bazen de bazı insanlar bazı hayvan türlerine karşı çok şiddetli bir şekilde korku duyabilir.

Kent ekosistemlerinde insan-bitki-hayvan ilişkilerini insan sağlığı açısından araştıran çok sayıda bilimsel çalışma bulunmakta, ancak bunlar kent insanına yeterince ulaşmamaktadır. Tüm bu sorunların çözümü için, ilgili bakanlıklar ve belediyelerin, toplumun her kesiminin aydınlatılması ve eğitilmesi konusunda yeterli çabayı gösterdikleri söylenebilirmi? Bilimsel temelli olmayan, gerekli alt yapı oluşturulmadan birkaç oy fazla almak için acele ile yapılmış düzenlemelerin toplumları felakete götüreceği açıktır.

Kent ekosistemlerinin ve ortak yaşam alanlarının düzenlenmesinde bilim ve insan sağlığını ön planda tutan bir yaklaşım, toplumsal barışın sağlanması ve sağlıklı kentler oluşturulması bakımından büyük önem taşımaktadır.

(Prof. Dr. Ersin YÜCEL, ESTÜ, Fen Fak.)

Tüketiciyi Destekleme Derneği(TÜKDES)Danışma Kurulu Üyesi

 

Kaynaklar

Eroğlu, F. (2017). İnsanlarda hastalık yapan dirofilaria türleri ve dirofilariasis. Sağlık Akademisi Kastamonu, 2(3), 232-241.).

Kozan, E., Kırcalı Sevimli, F., & Birdane, F. M. (2007). Afyonkarahisar ve Eskişehir illerindeki sokak köpeklerinde görülen gastrointestinal cestod ve nematod enfeksiyonları. Türkiye Parazitol Derg, 31(3), 208-211.).

Palaz, 2015, Konya ilinde Kedilerde bulunan Helmintlerin görülme sıklığı. Biological Diversity and Conservation, 8/3, 259-266.

Yücel, E., (1992). Eskişehir'de Yetiştirilen Ağaç ve Çalıların Kentsel Ekoloji Açısından Değerlendirilmesi (1), A.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Dergisi, IV, 1: 93-118.

1290 defa okundu
Facebookta Paylaş
Yazdır


 

| Sık Kullanılanlara Ekle | Giriş Sayfam Yap | İletişim | E-mail Giriş |