Dikey bahçe ya da duvar bahçe uygulamaları, belirli bir sistem dahilinde özellikle yol kenarlarındaki duvarları ya da farklı dikey alanları canlı bitkiler yetiştirmeye elverişli hale getirme çalışmasıdır. Yeşil duvar olarak da adlandırılan dikey bahçeler temel olarak bir duvarın hepsinin ya da bazı kısımlarının bitkilerle kaplanması anlamına gelir.
Çok farklı tema ve konseptte uygulamaları vardır. İstanbul Büyükşehir Belediye yönetiminin, İstanbul’da dikey bahçeleri kaldırılma kararı gündeme bomba gibi düştü. İstanbul’da dikey bahçeler sökülüp atılıyor. Bundan sonra dikey bahçelerin yerini, grafiti ya da boyalı duvarlar alacak.
Dünyadaki bir çok şehirde, dikey bahçe çalışmalarında önemli mesafeler katedilmektedir. Hatta ekolojik kentler, yeşil binalar ve yeşil çatı uygulamaları giderek yaygınlaşmaktadır. İstanbul’da da bu çalışmalar geçmişte büyük bir proje olarak başlatılmıştı. özellikle otoban kenarlarında çok yaygın olarak kullanılan dikey bahçeler, İstanbul’da oldukça yaygınlaşmış ve bu proje her kesimin beğenisini ve takdirini kazanmıştı. İstanbul için çok doğru ve güzel bir proje idi. İstanbul’da dikey bahçeler, özellikle TEM otoyolu ve E-5 başta olmak üzere ana arter yol kenarlarını süslemekten öte, İstanbul için çok önemli faydalar sağlıyordu. Özellikle yol kenarlarında kullanılan dikey bahçelerin faydaları hem çevresel hem de toplumsal yönden çok fazladır ve saymakla bitmez.
Çevresel yönden, geniş yol kenarlarında oluşturulan dikey bahçeler suyu, su buharına dönüştürüp havayı serinletir. Şehirde hava kirliliğinin en fazla olduğu yollarda, oksijen kaynağıdır. Yol ortamın, oksijen oranını daha fazla arttırarak hava kalitesini iyileştirir. Havadaki toksik maddeleri emerek daha sağlıklı ortamlar oluşturur. Aynı zamanda ses ve ısı yalıtımı sağlayarak ses ve gürültü kirliliğini önlemek için bariyer görevi görür. Sayısız canlıların, börtü böceğin ve mikro organizmaların yaşam alanını oluşturur. Yeşilin ve canlı bitkilerin bulunduğu ortamlarda insanlar daha sakin, daha sağlıklı ve daha mutlu olduğu bilinen bir gerçektir. İklim değişikliğine olumlu katkılar sunar. Dikey bahçelerin stresi azaltan, havanın kalitesini iyileştiren ve enerji tasarrufuna yardımcı olan faydaları da vardır. Özellikle yol kenarlarında yapılması, Trafik gürültüsünü, egoz kirliliğini, kentsel ısı adacıklarını, ani sıcaklık değişimlerini azaltmaya yardımcı olur ve hava kalitesine olumlu katkılar sağlar. Yerden tasarruf sağlayarak en dar alanlarda dahi yüzlerce bitkiyle bir orman etkisi oluşturabilir. Duvarda bitki yüzeyi oluşturma çalışmaları, dünyanın yedi harikasından birisi olan Babil Asma Bahçelerini akla getirmektedir. Dolayısıyla dikey bahçelerin çok bilinen, çok eski ve tarihte de çok önemli bir yeri vardır.
Dikey bahçelerin toplumsal yönden de faydaları da çok fazladır. Duvarlar, dikey bahçelerle canlılık kazanmaktadır. Canlı duvarların, toplum üzerinde fiziksel ve zihinsel sağlık ve sıhhat üzerine olumlu etkileri mevcuttur. Dikey bahçeler insanlarda stresi azaltarak, toplum sağlığına olan olumlu etkileri ile şehirde her türlü verimliliğin artmasına yardımcı olur. Neden, insanlar kendilerini yeşil alanda daha huzurlu, mutlu ve stressiz hissederler sorusunun altında insanın bitkilerle ilgili ilişkisi vardır. Dikey bahçeler şehrin ve yolların gri soğuk görüntüsünü yumuşatır. İnsan bedenine ve ruhuna canlandırıcı etki bırakarak huzur verir. Yeşil ortamlarda, bulunan, seyahat eden, çalışan insanların daha sakin, daha huzurlu ve mutlu oldukları herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Ayrıca dikey bahçe sistemleri ısı yalıtımı sağlayarak enerji tasarrufuna yardımcı olur. Yazın sıcak günlerde ortama serinlik verirken, kışın ise soğuğa engel olarak fayda sağlar. Özetle; dikey bahçelerin karbon emisyonunun azaltılmasından, bulundukları ortama oksijen vererek hava kalitesini iyileştirmeye, toplumun sağlığından üretkenliğine kadar bir çok pozitif yönde etkisi ve faydaları vardır.
Dikey bahçeler yerine grafitinin tercih edilmesi doğru bir uygulama olamaz. Çünkü grafiti yukarıda söylenen dikey bahçelerin sağladığı yararların hiç birini sağlamaz. Hatta çevre için zararlıdır. Çünkü boya, tehlikeli atıktır ve duvarlara sürüldüğü zaman tehlikeli atık, tehlikeli olmayan malzemeye bulaştırılır. Daha sonrasında tehlikeli atık bulaşan bu duvar malzemelerin yeniden kullanılması ve geri kazanımı pek mümkün olmaz. Kullanılmış olan boyalar sonunda mutlaka suya ve toprağa karışarak çevreye zarar verir. Bundan dolayı duvarların boyanması çevreye zarar veren bir uygulamadır. Grafiti, bizim toplumumuz içinde faydalı bir uygulama değildir. Bizim kültürümüzde grafiti olmamakla birlikte, şehirlerde daha çok güneş görmeyen bitki yaşamayan köprü altlarında ve tünellerde kullanılmaktadır. Grafitinin her yere yayılması ve yollardaki bütün duvarları kaplaması, İstanbul için gelecekte önemli bir problem oluşturacağı aşikardır. Grafiti bizim kültürümüze ait olmadığı için toplumun, kültürünü, değerlerini, ruhu haliyetini bozan etkileri olacaktır. Bundan dolayı grafitiyi dikey bahçelerin bir alternatifi olarak görmek çok yanlıştır.
İstanbul’da dikey bahçeler yerine grafite yapılmasının sebebi olarak maliyetinin fazla olduğu gösterilmektedir. Belediye hizmetlerinin sunulmasına maliyet tek ölçüt değildir. Kaldıki, dikey bahçelerin birim yapım maliyetleri bellidir ve birim m2 fiyatı ortalama 700 TL. cıvarındadır. Bakım maliyeti ise aylık 1 m2 alan için ortalama 13 TL. civarındadır. Ancak grafite sanat çalışması olarak görüldüğü için neye göre maliyetlendirileceği belirsizdir. Sanatkarın büyük hayal ve düşüncesine göre çok daha büyük maliyetlerle karşılaşılırsa, İstanbullular şaşırmamalıdır. Ayrıca İstanbul’da şimdiye kadar yapılmış olan 55.000 m2’den fazla yer tutan dikey bahçelerin kaldırılıp atılmasının maliyeti de oldukça fazladır ve büyük bir israftır. Şimdiye kadar dikey bahçelerin yapımı için harcanan paraları çöpe atmaktır. Doğru olan en azından yapılmış olanların korunması değil midir? Dikey bahçelerin İstanbul’da tamamen yok edilmesinin mantığı nedir? Bu bir yönetim körlüğünden öte siyasi bir intikam mıdır? Yapmak zor ama yıkmak kolaydır. O yüzden ne güzel söylemiş milli şairimiz, "Gel yıkalım şu Süleymaniye'yi desen iki kazma kürek iki de ırgat gerek. Hadi gel yapalım geri şunu desen bir Sinan gerek birde Süleyman." İstanbul’u seviyorsanız, yıkmayın. Daha iyisini yapmak için çalışın.
Yaşadığımız şehir bizim evimiz gibidir. Bizler kendi evlerimize gösterdiğimiz özeni yaşadığımız şehirde de göstermeliyiz. İstanbul’da yeşili sevdiğini söyleyenler, g4çmiş dönemin izini temsil ettiği için küresel ısınma ve iklim değişikliğine engel olan dikey bahçeleri ve yeşili yok ediyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde tam bir problem körlüğü, vizyonsuzluk ve yönetim kuraklığı yaşanıyor. Dikey bahçeler kaldırılarak yerine adeta kezzap atılarak çevre kirletiliyor. İş yapmamanın gerekçesi olarak sürekli bütçe yok, bahanesi üretiliyor. Şehir algıyla değil, hakikat ve adaletle yönetilir. Şehri yönetmek, samimiyet, hizmet aşkı ve beceri gerektirir. Bunları yapınız. İstanbul’a ve İstanbullulara haksızlık etmeyiniz.