Tüketiciyi Destekleme Derneği

"Yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya"
 
 
 
2 Haziran 2025 Pazartesi 
Ziyaretçi Sayımız: 2.112.146

Ana Sayfa
Üyelik Formu

Kurumsal


Şubelerimiz

Kurucu Üyeler

Denetim Kurulumuz

Yönetim Kurulumuz

Onur Kurulumuz

Çözüm Merkezi

Çalışma Komisyonları

İnsan Hakları Kurulu

Hasta Hakları Kurulu

Faydalı linkler

Reklam Kurulu Kararları

Tüketici Konseyi Kararları

Şubelerimizden
 





 

Üye Olduğumuz Kuruluşlar

ekmek israf etme

eskişehir

 
   
Türkiye’de Sahipsiz Köpek Sorunu ve Çözüm Önerileri
Türkiye’de Sahipsiz Köpek Sorunu ve Çözüm Önerileri

 Başıboş köpeklerin neden olduğu kazalar, ısırma vakaları ve hayvan insan temaslı hastalıklar  ciddi yaralanmalara,işgücü kaybına, insanların engelli hale gelmesine ve  ölümlere yol açmaktadır. 

 

 

 

 

 

 

 

 Özet:

 

Türkiye’nin her yerinde sahipsiz köpekler önemli bir problem haline gelmiştir. Bütün illerde, insanlar, özellikle güvenlik ve sağlık yönünden sahipsiz köpeklerin tehdit altındadır. 2004 yılında çıkarılan 5199 Sayılı Kanu’na bağlı olarak, yakala–kısırlaştır–sal metodu sahipsiz sokak köpeklerinin sayısını sürekli artırmış ve buna bağlı olarak problemlerde gittikçe çoğalmıştır. Başıboş köpeklerden kaynaklanan çok fazla kazalar, ısırma vakaları, hayvan insan temaslı hastalıklar, ciddi yaralanmalar ve  ölümler yaşanmaktadır. Bütün bunlara bağlı olarak, Türkiye’de köpek terörü ortaya çıkmış olup, sahipsiz köpeklerin ülke, vatandaşlar ve belediyeler üzerinde oluşturduğu olumsuz etki ve ekonomik yük de gittikçe artmaktadır.

 

İnsanların sahip olduğu yaşam hakkı, sağlığın korunması ve sağlıklı çevrede yaşama hakkı gibi temel haklar, devletin güvencesi altındadır. Devletin öncelikle, insanların bu haklarını korumak için sokakları sahipsiz köpeklerden arındırması gereklidir. 2024 yılında çıkarılan 7527 Sayılı Kanun, çıkar guruplarının baskısı altında çıkarılmış ve tam olarak çözüm getirmemiştir. Çözüm için, yakala-kısırlaştır-geçici hayvan barınağına yerleştir, sahiplendir, yaklaşımı sergilenmelidir. Bununla birlikte, sahiplendirme mümkün olmaz ise sahipsiz köpeklerin olmadığı gelişmiş ülkelerdeki yöntemler incelenerek, bu konudaki uluslararası sözleşmeler dikkate alınarak en sağlıklı yöntem uygulanmalıdır. Bu çerçevede, 5199 Sayılı Kanun yeniden revize edilmelidir.

 

Anahtar kelimeler: Sahipsiz köpek, hayvan barınakları, kısırlaştırma, sahiplendirme

 

STRAY DOG PROBLEM İN TURKEY AND SOLUTİON SUGGESTİONS

 

Abstract:

 

Stray dogs have become a important problem all over Turkey. In all cities, people, especially in terms of security and health, are under threat from unowned dogs. In accordance with Law No. 5199 enacted in 2004, the trap-neuter-release method has continuously increased the number of unowned dogs and the problems have increased accordingly. There are many accidents, bite cases, animal-human contact diseases, serious injuries and deaths caused by stray dogs. As a result of all these, dog terror has emerged in Turkey and the negative impact and economic burden of stray dogs on the country, citizens and municipalities is also increasing.

 

The fundamental rights that people have, such as the right to life, protection of health and the right to live in a healthy environment, are under the guarantee of the state. First of all, the state needs to clean the streets of stray dogs in order to protect these rights of people. Law No. 7527, enacted in 2024, was enacted under the pressure of interest groups and did not provide a complete solution. For a solution, the approach of trap-neutering-placing in a temporary animal shelter and adopting should be exhibited. However, if adoption is not possible, the methods in developed countries where there are no stray dogs should be examined and the healthiest method should be implemented by taking into account international agreements on this issue. In this context, Law No. 5199 should be revised again.

 

Keywords: Stray dog, animal shelters, neutering, adoption

 

1.  Giriş: 

İnsan hayatın öznesidir ve diğer canlılardan üstündür. Her canlının, her türlü hayvan ve bitkinin, hatta her varlığın insan üzerinde hakkı olduğu gibi insanlarında diğer canlılar ve varlıklar üzerinde hakkı vardır. Bundan dolayı insanın canlılara, doğaya ve kendisine emanet olarak verilen bütün varlıklara adaletsiz davranma hakkı olmadığı gibi kendisi dışındaki canlılarında tehdidi altında kalmaması gerekir. İnsan, diğer canlılar ve tabiatla olan ilişkilerinde ölçülü olmalı ve dengeyi sağlamalıdır. Her şeyin insanın emrine verildiği bir dünyada, insanın diğer varlıklarla ilişkisi belirli hak ve hukuk çerçevesinde olmalıdır.

İnsanların sahip olduğu temel haklar vardır. Bunların başında yaşama hakkı gelir. Yaşama hakkına bağlı olarak, sağlık, güvenlik, seyahat, maddi varlığını ve vücut bütünlüğünün korunması ve temiz bir çevrede yaşamak gibi haklar, insanın sahip olduğu haklardır. Bu hakların korunması devletin en önemli yükümlülüğü olup, insana verilen değer bu hakların korunması ölçüsünde ortaya çıkar. Sebebi ne olursa olsun, insana verilen bu hakların korunamadığı bir durumda, devletin gerekli önlemleri alması gerekir. İnsanların, yaşama hakkı, can güvenliği, sağlığı gibi temel haklarının tehdit edilmesine bağlı olarak, böyle riskli durumlarda, devlet acziyete düşmemeli, gerekli önlemleri almalı ve gerekli çözümleri bulmalıdır.

Modern ve gelişmiş ülkelerde, sahipsiz hayvan bulunmamaktadır. Gelişmemiş ve gelişmekte olan bazı ülkelerde sahipsiz sokak hayvanları çok yaygın olarak bulunmaktadır. Türkiye’de sahipsiz köpekler, başta şehirler olmak üzere ülkenin her tarafında güvenlik, hijyen ve sağlık sorunu haline gelmiştir. Hatta bunların da ötesinde, ülkenin gelişmesini, ilerlemesini ve nüfusunu tehdit etmektedir. Türkiye’de insanlar, çocuklar, yaşlılar, kadınlar başıboş köpek saldırıları sonucu yaşamını yitiriyor ve ülkenin hijyen, sağlık ve çevre koşullarını tehdit ediliyor ise bu durum insan hakları bakımından ihmallerin olduğunun göstergesidir. Yine köpeklerin sebep olduğu trafik kazaları sonucu ortaya çıkan pek çok can ve mal kayıpları yaşanmaktadır. Türkiye’de bu yaşananlar, sahipsiz köpekler hakkında alınmayan tedbirlerin sonuçlarının insan hakları ihlaline yol açtığını açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Türkiye’de her yıl yüzbinlerce kuduz riski vakası yaşanmakta olup, bütün bunların toplumda ve kişiler üzerinde ortaya çıkardığı maddi, manevi ve psikolojik olumsuz etkiler, toplum sağlığı üzerinde çok büyük tehdit oluşturmaktadır. Türkiye’de yaşanan sahipsiz köpeklerin sebep olduğu kuduz riskine bağlı olarak, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi birçok devlet, vatandaşlarını kuduz riskine karşı Türkiye’ye gitmemeleri konusunda zaman zaman uyarmakta ve bu durum haber programlarına konu olmaktadır. En vahimi de geçmişte basın yoluyla terör ve trafik kazalarında çokça duyduğumuz yaralanma ve can kayıpları haberlerini, artık sahipsiz köpeklerin insanları parçalayarak öldürmeleri ve yaralamaları konusunda sık sık duyuyor ve görüyoruz. Türkiye’deki artık bir köpek terörü ortaya çıkmış olup, sahipsiz köpeklerin ülkemiz, vatandaşlar ve belediyeler üzerinde oluşturduğu olumsuz etki ve ekonomik yük de gittikçe artmaktadır.

1.1.Araştırmanın Kapsamı

Türkiye’de sahipsiz köpeklerin ortaya çıkardığı problemler olarak belirlenmiştir. Sahipsiz sokak hayvanları içerisinde yalnızca sahipsiz köpekler ele alınmıştır. Dünya’daki bazı ülkelerde sahipsiz köpeklerle ilgili uygulamalar incelenmiş ve Türkiye’deki geçmişte yaşanan sahipsiz köpeklere yaklaşımlar ortaya konulmuştur. Ayrıca mevcut durum tespiti yapılarak, oluşan


problemlerin çözümü için önerilerde bulunulmuştur. Sahipli hayvanlar, sahipli köpekler başka bir makale konusu olup, bu çalışmanın kapsamı dışında tutulmuştur.

1.2.Araştırma Metodu:

Literatür araştırmasının yanı sıra özellikle, konuya ilgili vakıf ve derneklerin yaklaşımlarına bakılmış, vatandaşların yaşadığı problemler incelenmiştir. İlgili çalışmalara, araştırmalara, projelere ve verilere bakılarak çıkarımlar elde edilmiştir. Ulusal mevzuat ve özellikle sahipsiz sokak köpeklerine ilişkin AB mevzuatı incelenmiştir. Türkiye’de vatandaşların konunun çözümüne yaklaşımları değerlendirilerek, ilgili kurum ve kuruluşların konuyla ilgili görüşleri ele alınmıştır. Türkiye’de belediyeler ve sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülen araştırma, rapor ve projeler incelenmiş ve ilgili kişilerle görüşülerek bilgi, belge ve veriler toplanmıştır.

2.  Bazı Ülkelerdeki Sahipsiz Köpeklerin Durumu

Başıboş hayvan, başıboş köpek demek, sahibi olmayan veya sahibinin veya bakıcısının evinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahibinin ya da bakıcının kontrolü veya doğrudan denetimi altında bulunmayan ev hayvanını ifade eder. Hayvan barınağı ise, çok sayıda farklı ev hayvanının muhafaza edilebileceği, kar amacı gütmeyen bir tesisi ifade eder (Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi, Madde 1). Ulusal mevzuat ve/veya idari tedbirler izin verdiğinde, bu gibi tesisler başıboş hayvanları da kabul edebilir. Belediyeler tarafından kurulan ve işletilen sahipsiz hayvan barınakları önceden geçici olarak adlandırılıp, hizmet verirken, çıkan en son yasadaki değişiklik ile kalıcı hayvan barınaklarına dönüşmüştür. Türkiye’de sahipsiz hayvan barınaklarının kalıcı hale getirilmesi çok büyük risk oluşturmakta ve barınaklardaki hayvan sayısı çok fazla olursa, ekonomik olarak yönetilemez ve sürdürülemez bir durum oluşturabilir. Türkiye’de sahipsiz hayvanlar içerisinde en büyük tehdit ve riski sahipsiz köpekler oluşturmaktadır. Diğer ev hayvanlarının sahiplendirilmesi yönetilebilir durumda iken, sahipsiz sokak köpekleri yönetilemez bir hale gelmiştir.

Sahipsiz hayvanlar, özellikle sokak köpekleri, iyi yönetilmez ve doğru bir yönetim sistemi kurulmadığı zaman sorun teşkil etmektedir. Sahipsiz köpekler dünyanın her yerinde güvenlik, sağlık, hijyen ve çevresel birçok soruna yol açmaktadır. Dünyada yakala–kısırlaştır–sal metodunun uygulandığı yerlerde, doğal olarak doğrudan sahipsiz hayvanlar bulunmaktadır. Bu metoda göre, sokak köpeği yakalanır, kısırlaştırılır, daha sonra toplandığı yere bırakılır. Ancak evcil hayvanların özelikle köpeklerin sahipsiz kalması her zaman, her yerde problemler çıkarmaktadır.

 

Dünyada, 1850’lerden 1990’lara kadar, sokaklarda sahipsiz köpek olmaması için yakala-öldür politikası uygulanmıştır. Geçmişten günümüze sahipsiz sokak hayvanlarının kontrolü için kullanılan yöntemler arasında dikkat çekenler şunlardır. 1-Avrupa’da özellikle popülâsyon az olduğu ülkelerde uygulanmış olan ancak günümüzde şiddetle karşı çıkılan kitlesel itlaf. 2- Günümüzde yine şiddetle karşı çıkılan ve aynı zamanda etkisizliği ortaya konmuş olan yerel itlaf. 3-Popülâsyonun az olduğu ülkelerde ve çoğunlukla gelişmiş ülkelerde uygulanan barınağa al sahiplendir, sahiplendiremiyorsan uyut yöntemi. 4-Popülâsyonun yoğun olduğu ülkeler için önerilen kısırlaştır ve aldığın yere bırak yöntemi (Veteriner Hekimler Derneği, Sahipsiz Hayvanlar Sorunu Raporu, Erişim:20.05.2025).

 

İngiltere’de bütün köpeklerin kimliklendirilmesi amacıyla dövme yaptırmak veya mikroçip taktırmak zorunludur. İngiltere’de sahipsiz bir köpek bulunduğunda, yetkililer köpeğe el koyar. Bulunan köpeğin sahibi, önceden belirlenmiş bütün masrafları ödemedikçe köpeğini geri alamaz. El koyulan köpek el konulma tarihinden itibaren 7 gün boyunca sahibi tarafından alınmaya gelmezse veya halihazırda sahipsiz ise, görevliler Köpeği, köpekle ilgilenebileceğini


düşündüğü birine verebilir. Eğer sahiplenme olmaz ise görevliler köpeği mümkün olan en acısız şekilde uyutabilir. Ancak el konulan hiçbir köpek deney amacıyla bir başka kişiye veya kuruma satılamaz veya verilemez. Köpeğin bakımını üstlenmek isteyen kişi, barınaklardan köpeği makbuz karşılığında sahiplenebilmektedir (Aydoğdu ve Meral, 2019, s. 2142).

 

Amerika’da özetle, bir kurum sahipsiz bir köpek toplarsa, 5 günden az olmamak üzere elinde bulundurup bakımını yapmak zorundadır. Burada köpek, sahibi gelip kendisini alana veya başka biri tarafından sahiplendirilene kadar tutulur. Kurumun ayrıca sahipsiz köpeği hayvan satıcılarına satma hakkı da vardır. Bunların yanında, barınaklara gönderilen hayvanlar, İngiltere’ye paralel bir sistemle uyutulmaktadır (Aydoğdu ve Meral, 2019, s. 2143). Sahipsiz hayvanların barınaklarda bakılması sistemi Almanya’da da mevcuttur. Almanya’daki her şehirde yetkili kuruluşlar sahipsiz köpekleri toplayarak bakımlarını sağlamaktadır. Almanya’da hayvanlara ancak çok ağır bir acıdan kurtulması amacıyla ötenazi uygulanabilir. Bunun yanında Almanya’da, hayvan sahiplerinin hayvanlarını terk etmeleri oldukça ağır bir cezaya tabi kılınmıştır. Yüksek tutardaki ağır cezalar, hayvan sahiplerine karşı caydırıcı bir güç konumundadır (Aynı, s. 2143).

 

Kanada’da köpek sahipleri için oldukça sıkı kurallar öngörülmüştür. Köpek sahipleri köpeklerini mutlaka sisteme tanıtmalı, kısırlaştırmalı, kontrol altında tutmalı, sürekli olarak eğitmeli, bakımlarını yapmalı ve köpeği ile iletişim içinde olmalıdır altında tutmalı, sürekli olarak eğitmeli, bakımlarını yapmalı ve köpeği ile iletişim içinde olmalıdır. Bunun yanında köpek sahipleri köpeklerini insanlara veya diğer canlılara zarar vermekten alıkoymakla yükümlüdür. Toronto kurallarına göre, toplanan sahipsiz köpekler hasta veya sakat ise toplum sağlığının korunması için gecikmeksizin uyutulur. Toplanan sahipsiz köpek Amerika sisteminde olduğu gibi en az 5 gün boyunca tutulur ve bu süre içinde bakımları yapılır. Bu süre içinde köpeğin sahibi varsa köpeği alması beklenir. Köpek alınmazsa veya sahipsiz ise şehre ait olur. Bunun üzerine şehir, uyutabilir veya köpeği sahiplendirebilir (Aynı, 2019, s. 2143- 2144).

 

Slovenya hukukunda sahipsiz köpeklerin korunması açısından oldukça yerinde düzenlemeler mevcuttur. 1995 Slovenya Ceza Kanunu’na eklenen bir madde ile hayvanlara yönelik eziyet suç haline getirildi. 1999 yılında ise ülkede Hayvanları Koruma Kanunu kabul edildi. Bunun yanında 2002 yılında hayvan barınakları için kabul edilen “Hayvan Barınakları Yönetmeliği” yürürlüğe girdi. Yönetmelikte, her belediyeye ve 800’den fazla kayıtlı hayvanın olduğu her yerleşime sokak hayvanları için barınak kurma zorunluluğu getirildi. Slovenya ayrıca 2005 yılında evcil hayvanların refahı için getirilen yasal düzenlemeyi kabul etti. Düzenlemede evcil hayvan sahiplerinin sorumlulukları tarif edilirken evcil hayvanların sahipleri tarafından terk edilmeleri yasaklandı. Ayrıca evcil hayvan ıslahına, arzına ve piyasada satışına kısıtlamalar getirildi. Öte yandan yerel düzeyde “tasma yasaları” denilen sahipli köpeklerin kamusal alanda gözetimsiz dolaşmasını engelleyen düzenlemeler kabul edildi (Aynı, 2019, s. 2144).

 

Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nde, taraflardan biri, başıboş hayvan sayısının sorun yarattığını düşünürse, gereksiz ağrı, acı ve ızdırap çekmelerine sebep vermeyecek şekilde sayılarını azaltmak için uygun yasal ve/veya idari tedbirleri alacaktır.Madde 12- a) Bu tedbirler aşağıdaki şartları karşılayacaktır. i-Bu hayvanlar yakalanacak ise, bunun hayvana fiziksel ve manevi olarak en az seviyede acı verecek şekilde gerçekleştirilmesi, ii-Yakalanan hayvanların muhafaza edilmesi veya öldürülmesi işlemlerinin bu sözleşmede belirtilen prensiplere uygun olarak gerçekleştirilecektir. b) Taraflar, i-Köpek ve kedilere damgalama gibi az acı veren ya da hiç ağrı, acı ve ızdırap çektirmeyen uygun bir yöntemle aynı zamanda sahiplerinin  isim  ve  adresleri  ile  birlikte  numaraları  kayda  geçirilerek  daimi  kimlik


sağlayacaktır. ii-Kedi ve köpeklerin plansız üremelerini azaltmak için bu hayvanların kısırlaştırılmalarını teşvik etmeyi, iii-Başıboş kedileri ve köpekleri bulan kişilerin, bu konuda yetkili makama bilgi vermelerini teşvik etmeyi, değerlendirmeyi taahhüt edecektir. (Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi, Bölüm III, Hayvanlar İçin Ek Tedbirler: Madde 12).

 

Belçika, Polonya ve İspanya, sahipsiz hayvanlarla mücadele etmek için çeşitli yasal düzenlemeler uygulayan ülkelerdir. Belçika’da, sahipsiz hayvanları bulan polisler, çipleri kontrol ederek sahiplerine ulaşmaya çalışır ve hayvanları bakımevlerine götürür. Polonya’da ise vatandaşlar, sokakta sahipsiz hayvan gördüklerinde belediyenin özel ekiplerini arayarak yardım talep edebilir. İspanya’da ise ülkenin özerk yönetimleri ve belediyeler, sahipsiz hayvanlar için gönüllülerin desteğiyle çalışan profesyonel personel istihdam eder. Bu ülkelerde çip takma, kısırlaştırma, eğitim ve yasalar gibi önlemler alınarak sahipsiz hayvan sorunuyla başa çıkılmaya çalışılmaktadır (Acar Demirel, Senem, TÜBA, 2024, s. 10).

 

Evcil hayvanlar sahipsiz bırakılmammalıdır. Evcil hayvanların iyi yönetildiği ülkelerde, sokaklarda sahipsiz hayvan bulunmamaktadır. Evcil hayvanların sahipsiz kalması hem sahipsiz kalan hayvanlara yapılan bir kötülük hemde insanlar için bir tehdit oluşturmaktadır. Sahipsiz köpek sorunu Türkiye’de bütün illerde güvenlik, sğlık ve hijyen sorunu haline gelmiştir. Bu konuda çözüm olarak Türkiye taraf olduğu, yukarıda da belirtilen “Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesine” uygun hareket etmesi halinde insanlar, köpek terörünün kontrol altına alındığı daha güvenli şehirlerde yaşama imkanına kavuşacaktır.

 

3.  Türkiye’de Sahipsiz Köpeklerin Durumu

Sahipsiz ev hayvanları ile ilgili geçmişten günümüze belirli düzenlemeler yapılmıştır. 2004 yılında çıkarılan yasaya bağlı olarak, yakala–kısırlaştır–sal metodu sahipsiz sokak köpeklerinin sayısını sürekli büyütmüş ve buna bağlı olarak problemlerde artmıştır. Bu duruma çözüm üretmek için çıkarılan en son 2.08.2024 tarihinde yürülüğe giren 7527 Sayılı Kanun’da maalesef tam bir çözüm getirmemiştir. Türkiye’de yaşanan köpek terörü engellenememiş, kuduz riski vakaları, köpeklerin sebep olduğu ölümler ve trafik kazaları önceden olduğu gibi halen devam etmektedir. Sahipsiz köpekler ısırma ya da saldırma nedeniyle doğrudan ya da dolaylı şekilde insanların ve hayvanların ölmelerine, yaralanmalarına ve olumsuz psikolojik etkilere, kuduz, Kist Hidatik  gibi çeşitli hastalıklara, çevre ve güvenlik sorunlarına neden olmaktadır.

Sokaklar hayvan refahı açısından şu noktalarda uygun değildir. İşkence gibi çeşitli muamelelere maruz kalmaları, insanlardan ya da kendilerinden daha güçlü hayvanlardan gördükleri zararlar, susuz ya da aç kalmaları, sağlıklarına zarar verecek yiyeceklerden kaynaklı hastalık ya da ölümler, yiyecek bulamamalarından kaynaklı ve bulundukları yerleri benimsemelerinden kaynaklı, yer kavgaları, sağlık kontrollerinin yapılmamasından dolayı hastalanmaları, birbirlerine hastalık bulaştırmaları ve bunun neden olduğu sancı ve acı, çekmeleri, trafik kazaları sonucu ölüm ya da sakatlanmalar gibi sorunları doğrudan yaşayan sahipsiz sokak köpekleri adeta işkence altında önemli sorunlar yaşamaktadır (Kırışık, Fatih, Öztürk, Kübra, 2021, s. 361-322). Böyle bir durumda, devlet hem vatandaşların sağlık ve güvenliğini korumak hem de sahipsiz sokak köpeklerini yaşadığı sıkıntı ve eziyetlerden kurtarmak için gerekli önlemleri alması gerekir.

 

Başıboş sokak köpeklerinin sahiplenilmedikleri durumunda, uyutulması usulünü içeren yöntemin TBMM’ye getirilmesi gündeme geldiğinde birtakım lobiler Atatürkçülük maskesiyle düzenlemeye muhalefet etmişlerdir. Hayvanseverlik adı altında gerçekleştirilen “Yaşam için yasa”  adlı  eylemler  düzenleyen  gruplar, ajitatif  söylemlerde bulunmuşlardır.  Gündeme


gelen düzenlemeyi sulandıran gruplar, özellikle savunmasız yaşlı, kadın ve çocukları ısırıp, parçalayan vahşi olaylar karşısında, aynı duyarlılığı göstermemişlerdir. Başıboş sokak köpeklerinden kaynaklı sorunları, normal görmüşler, her yere köpek evleri bırakarak, sahipsiz köpeklerin parkları, sokakları, caddeleri, istila etmesini sağlamışlardır.

 

Tarihi gerçekler, Türkiye’nin geçmişte de başıboş köpek sorunu yaşadığını ve çözümün hukuki düzenlemeler yoluyla bulunduğu görülmektedir. CHP’nin tek parti iktidarı döneminde Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’in başıboş köpek sorununa karşı aldığı önlemler, “Atatürkçülük” maskesiyle günümüzde hükümetin düzenlemesine itiraz eden çevrelere cevap niteliği taşıyor. Resmi Gazete’de 13 Haziran 1932 tarihinde yayınlanan genelgeye göre Atatürk hükümetinin, “sahipsiz ve maskesiz dolaşan köpeklerin itlaf edilmesini” kararlaştırdığı görülüyor. Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti’nin (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı) yayımladığı “köpeklere karşı ittihaz edilecek tedbirler” hakkındaki tamimde aşağıdaki maddeler yer almaktadır.

 

Sahipsiz olan bütün köpekler itlaf edilecektir. Şehir ve kasabalar dahilinde beslenen sahipsiz köpekler, hiçbir surette başı boş olarak mahalle arlarında, çarşı ve pazarda dolaştırılmayacaktır. Dolaştırmak isteyenler hayvanın ısırmasına mahal bırakmamak üzere ağız ve burnuna maske takmaya mecbur tutulacaklardır. Bu hususun şehir ve kasabalar dahilinde belediyeler tarafından neşir ve ilanı ile şiddetli murakabe edilmesi ve muhalif hareket edenler hakkında belediyece ceza tatbik edilmesi icap eder. Maskesiz görülecek köpeklerin itlaf edileceği de halka tefhim edilecek (duyurulacak) ve bunu müteakip maskesiz dolaştığı görülen köpekler itlaf edilecektir (Resmî Gazete, 13 Haziran 1932).

Köylerde bulunan sahipli köpekler gündüzleri bir mahalde bağlı olarak bulundurulacak ve ancak geceleri bekçilik işini görebilmeleri için serbest bırakılacaklardır. Bu mecburiyet köy ihtiyar heyeti vasıtası ile bütün köylülere tamim edilecek ve mecburiyete riayet etmeyenlerin köpekleri itlaf edilecektir. Köpeklerin itlafında kullanılacak zehir masrafı şehir ve kasabalar belediyelerine aittir, Bununla beraber zaruret hissedilecek olursa ve makamı vilayetçe lüzum gösterilirse Vekaletimizce sari (bulaşıcı) hastalıklar tahsisatında muavenette bulunulacaktır. Mahallince münasip görülen yerlerde başı boş kopeklerin kurşunla itlafı daha ameli olur. Tamim muhteviyatının dikkatle takip ve tatbiki eshabının temini ve vilayet dahilinde bu hususta yapılan icraat hakkında Vekalete peyderpey malumat verilmesi ehemmiyetle rica olunur (Resmî Gazete, 13 Haziran 1932), denilmektedir. Bu yapılan düzenlemeye bağlı olarak Türkiye’de soskak hayvanları popülasyonu kontrol altında tutulmuştur. 01.07.2004 Tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu çıkarılana kadar, günümüzde olduğu gibi geçmişte büyük problemler yaşanmamıştır.

Türkiye’de 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu çıkarıldıktan sonra, 2004’ten 2024’e kadar 20 yıl süresince yakala-kısırlaştır-yerine bırak yöntemi uygulanmış, ancak sahipsiz soskak köpek popilasyonu ve buna bağlı problemler sürekli artmış ve günümüzde kontrolden çıkmıştır. Buna bağlı olarak, yeni yasal düzenleme ihtiyacı ortaya çıkmış, 02.07.2024 tarih ve 32620 Sayılı Resmi Gazete’de 7527 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yayınlanarak, yürülüğe girmiştir. Bu 7527 Sayılı Kanun’a göre, başıboş sokak hayvanlarıyla ilgili yetki belediyelere bırakılmıştır. Düzenlemeye göre başıboş sokak köpekleri kısırlaştırılacak, aşıları yapılacak, sahiplendirilinceye kadar bakımları barınaklarda sağlanacaktır. Burada, "yakala-kısırlaştır-sal" metodu "yakala-kısırlaştır- tut/sahiplendir" olarak değiştirilmiştir. Hayvan bakımevlerine alınan köpekler rehabilite edilenler sahiplendirilinceye kadar barınaklarda kalacaktır. Bunun için belediyeler 31 Aralık 2028'e kadar hayvan bakım evleri kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlü kılınmıştır.


Ülkemizde sahipsiz sokak köpeği sayısı ile ilgili farklı açıklamalar olmakla beraber yaklaşık 4 milyon olduğu kabul edilmektedir. Bir köpek için bir beslenme hesaplaması yaparsak; bir köpek günde ortalama 0,4 kilogram mama yemektedir. 0.4 kg X 4.000.000 köpek X 365 gün hesabı ile bir yılda 584.000.000 kilogram yani 584 bin ton köpek maması sahipsiz köpekler için tüketilir. Bu rakamları dikkate alarak ve orta kalite mama grubunun da altında olanmama fiyatları ile hesaplamamıza devam edersek; 584.000.000 kilogram köpek maması X 50 TL = 29.200.000.000 TL/yıl, sahipsiz köpek beslemesinde kullanılacak olan mama gideri karşımıza çıkmaktadır. Bu sahipsiz köpeklerin barınaklarda toplanmasına bağlı olarak kullanılacak sadece mama fiyatıdır.

 

Türkiye’de yapılan araştırmada, bilgi edinme başvurusuna cevap veren 1111 belediyenin 273’ü barınağı olduğunu ifade ederken, 838’inde barınak yok veya bununla ilgili bilgi paylaşılmamıştır. Bunlardan 11’i belde belediyelerinde, 22’si büyükşehir belediyelerinde, 142’si büyükşehir ilçe belediyelerinde, 38’i il belediyelerinde ve 60’ı ilçe belediyelerinde yer almaktadır. Buralarda barındırılan toplam hayvan sayısı ise 89.451 olarak verilmiştir (Türkiye Geneli Belediye Hayvan Barınakları Raporu, Yaşamdan Yana Derneği, s.11-12). Bu verilerden hareketle, Türkiye geneli hayvan barınağı sayısını yaklaşık olarak hesaplamak için bir barınak başına düşecek olan ortalama hayvan sayısı=89.451:273=328 olarak hesaplanabilir. Bu veriye göre, sahipsiz köpeklerin barınaklarda toplanmasına bağlı olarak, 4 milyon köpek için yapılacak sahipsiz köpek barınağı sayısı, bir barınakta ortlama 328 köpeğin toplandığı hesap edildiğinde, Türkiye genelinde yaklaşık 40000000/328=12195 barınak gereklidir. Bu barınak sayısını ortalama olarak 81 ile yayıldığını hesap edersek, 12195:81=150,6 her ilde yaklaşık 150 hayvan barınağı gereklidir. Bu hesaba bakıldığında, bırakın 4 milyon sahipsiz köpek için barınak yapmayı, hiç bir ilde yapılacak barınaklar için yer tahsisi yapabilmek bile mümkün görülmemektedir.

 

Bu barınakların yalnızca yapım maliyetine bakılacak olursa; arazi bedeli, yol ve çevre düzenlemesi, binalar, makine, ekipman ve diğer sabit yatırımlar dikkate alındığında devasa boyutlara çıkmaktadır. Yine bu barınakların işletme maliyeti, kısırlaştırma, aşılama ve diğer masraflar hesaba katıldığında toplam olarak genel bütçe ve belediye bütçeleri içerisinde çok büyük yer tutacak ve bu durum ülke ve belediyeler için sürdürülebilir olmayacaktır. Bütün bu yapım ve işletme maliyetlerinin karşısında, hiç bir getirisi olmayacaktır. Getirisi olmadığı gibi her yıl işletme masrafları kadar yeni kaynağa ihtiyaç duyulacaktır. Bütün bunlar dikkate alındığında milyonlarca sahipsiz sokak köpeğini barınaklarda toplamak ve beslemek sürdürülebilir olmayacaktır.

 

Ülkemiz açısından sorunlardan biriside, hayvan sahiplenilmesi yönündedir. Hayvanların sahiplendirilmesinde en önemli iş, hayvan sahiplerinin bilinçlendirilmesidir. Bu yönde Bakanlık, ücretsiz eğitimler vermeli, insanları köpeklerin bakımı konusunda bilgilendirmelidir. Bilinçsiz hayvan sahiplenme, hayvanların sokağa terk edilmesine neden olabilir. Gerekirse, hayvan sahiplenmek izne veya ruhsata bağlanmalı, sahiplenilen hayvanlar mikroçip veya dövme ile kimliklendirilerek sahibinin üzerine kayıt edilmelidir (Aydoğdu ve Meral, 2019, s. 2153).

Türkiye’de kısırlaştırma ve sahiplendirme iyi yönetilmediği için Popülasyon giderek artmıştır. Diğer gelişmiş ülke hukuk sistemlerinde ise bu durum, geçici barınaklardaki köpeklerin, belirlenen süre içinde bakımlarının yapılması ve sahiplendirilmesi, sahiplendirilmeyen köpeklerin uyutulması yönündedir. Bu noktada, gerek kısırlaştırma işlemi, gerekse uyutma işlemi, köpek popülasyonunu istenen düzeye çekmiş ve sokaklar sahipsiz köpeklerden temizlenmiştir. Bu da sahipsiz köpeklerin yarattığı tüm tehlikeleri ortadan kaldırmıştır.


Ülkemizde de geçici barınaklar, köpeklerin bakımlarının ve kontrollerinin yapılmasının ardından belirli bir süre için barınaklarda tutulması ve ardından uyutulması karşısında, hem köpek popülasyonunun büyümesini kontrol altına almakta hem de bu popülasyonun yarattığı riskleri en düşük seviyeye indirecektir (Aynı, s. 2153).

Açık alanları, sokaklarımızı, parklarımızı, ormanlarımızı resmen işgal eden başıboş köpekler ve sahibi tarafından tasmasız bırakılan köpekler, insanlar ve diğer hayvanlar için açık bir tehdit ve tehlike kaynağıdır. Bu köpekler genelde ev içinde beslenmeyen kangal kırması büyük ve ağır güçlü hayvanlardır. Zaten küçük ve zayıf olanları güçlü olanlar saldırıp öldürerek yok etmektedir. Ticari olarak üretilip satılan köpekler genelde küçük ve sahibine aşırı bağımlı cinslerdir. Bunların dışında üretimi yasak olmasına rağmen gizlice üretilip satılan köpek ırklarından sokağa atılanlar da nadiren de olsa bulunmaktadır. Kanun ve yönetmeliklerde açıkça görüldüğü üzere başıboş köpeklerden ilk etapta belediyeler sorumludur ve kanunen sahipleri olarak işlem görürler. Başıboş köpeklerin saldırıp öldürdüğü, yaraladığı, kazaya neden olduğu her vakada belediyeler suç ortağı olarak sorumludur. Sahipli köpeklerin karıştığı saldırılarda para ve hapis cezalarının sahiplerine rücu etmesi gibi, başıboş köpeklerin karıştığı olaylarda da belediyelere adli ve idari işlem yapılmalıdır. (https://guvenlisokaklar.org/makaleler/tasmasi- olmayan-her-kopek-basibostur/,Erişim:20.05.2025). Türkiye’de de sahipsiz sokak köpeklerinin verdiği zararlardan, belediyeler sorumlu tutularak, adli ve idari işlem yapılması, sorumlular hakkında para ve hapis cezaları verilmesi halinde, önemli ölçüde ülkmizdeki belediyelerin sergilediği vurdum duymazlığın önüne geçilecektir.

 

4.  Türkiye’de Sahipsiz Köpeklerin Sebep Olduğu Problemler

 

Türkiye’de sahipsiz köpek sorunu önemli problemlerden birisi haline gelmiştir. Sahipsiz köpeklerin sokaklarda başıboş yaşamaları insan sağlığı ve güvenliği açısından uygun değildir. Genel olarak, insanlara saldırmaları ya da hastalık bulaştırmaları, dışkı gibi nedenlerle çevre kirliliğine sebep olmaları, trafik kazalarının yol açtığı yaralanma, ölüm ya da hasarlar, çıkardıkları seslerle gürültüye neden olmaları ve tedirginlik oluşturmaları, insanlara kuduz riski vakaları ve siyatik gibi diğer bazı hastalık bulaştırmaları sonucu yapılan aşılar ve insanların bu sürede iş gücü kaybı nedeniyle masraflarının artması gibi önemli problemlere sebep olmaktadır (Kırışık, Fatih, Öztürk, Kübra, 2021, s.362).

 

Sahipsiz köpekler ısırma ya da saldırma nedeniyle doğrudan ya da dolaylı şekilde insanların ve hayvanların ölmelerine, yaralanmalarına sebep olmaktadır. Doğrudan insan sağlığını tehdit ederek, çevre ve hijyen problemleri oluşturmaktadır. insanlar ve diğer canlılar için tehdit oluşturarak kentlerde güvenlik sorunlarına ve köpek terörünün çıkmasına neden olmuştur. Diğer taraftan sahipsiz köpekler, sokaklarda açlık, susuzluk, hastalık, soğuk, sıcak, trafik kazaları, sahipli ve sahipsiz köpeklerin saldırısına maruz kalma, insan, hayvan ve araçlardan kaynaklanan tehlikeler altında ağır şartlarda yaşam mücadelesi verirken önemli sorunlar yaşamaktadır.

 

Sokak köpekleri, güvenlikleri amacıyla bölgelerini korumak isterler. Bölgelerini koruma içgüdüsü, gerek insanlara gerekse diğer canlılara karşı tepki vermeleri sonucunu doğurabilir. Bununla birlikte, çiftleşme içgüdüsü de sokak köpeklerinin agresifleşmesine neden olmaktadır. Bunun dışında avlanarak yemeğe ulaşma içgüdüsü de sokak köpeklerinin agresifleşmesinin bir nedenidir. Sokak köpeklerinin bahsedilen sebepler nedeniyle agresifleşmesinin sonuçları ise gerek insanlar, gerek diğer köpekler ve gerekse diğer canlılar açısından sakıncalı sonuçlar doğurmaktadır (Aydoğdu ve Meral, 2019, s. 2132).


Bir habitatta sokak köpeği sayısının artması, orada yaşayan insanların vücut bütünlüğünü tehlikeye atmaktadır. Sokak köpeklerinin insanlara ilk ve en büyük zararı, ısırmaları yoluyla gerçekleşmektedir. Amerika’da Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi verilerine göre, 0-4 yaş arası çocuklar köpek ısırma vakalarını en çok yaşayan yaş grubudur. Yine aynı verilere göre, köpekler aynı yaş grubu çocukların en çok baş ve boyun bölgelerini ısırmakta olup hayati tehlike yaratabilmektedir. Köpek ısırıkları sonu enfeksiyon nedeniyle her 10 kişiden 6.7’si her yıl hayatını kaybetmektedir. Köpek ısırmaları sonucunda insanların yaşayabileceği hastalıklar, kuduz, Capnocytophaga bakterisinin neden olduğu hastalıklar, Pasteurella, MRSA ve tetanos olarak belirlenmiştir (Aynı, 2019, s. 2134).

 

Güvenli Sokaklar ve Yaşam Hakkını Savunma Derneğince (GÜSODER) hazırlanan, Başıboş Köpek Sorunu Raporu’ndan derlenen bilgilere göre, köpek saldırıları nedeniyle son 2 yılda Türkiye'de 50'si çocuk, 107 kişinin köpek saldırılarında hayatını kaybettiği ifade ediliyor. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü verilerine göre de Türkiye'de kuduz riskli temas sayısının 2023'te 438 bine ulaştığı belirtilmektedir. Özellikle köpek dışkısından bulaşan ve çok ağır cerrahi maliyetleri olan "kist hidatik" hastalığı 2005-2019 arasında 8,8 kat arttığı belirtilmektedir. Türkiye, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) yayımladığı "Kuduz Riskli Temasın Yüksek Olduğu Ülkeler" ve "Kist Hidatik Tehlikesinin Yüksek Olduğu Ülkeler" haritasında "yüksek tehlike" kategorisinde yer almaktadır. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, Çek Cumhuriyeti, İrlanda, Finlandiya, Japonya, İsveç, Norveç, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerin dışişleri bakanlıkları, resmi internet sitelerinde Türkiye'ye gidecek vatandaşlarına "saldırgan başıboş köpekler" ve "kuduz" riski hakkında, Türkiye’ye gidilmemesi için süsrekli uyarılarda bulunuluyor. (https://www.trthaber.com/haber/turkiye/sokaklarin-guvenli-olmasini-isteyenler- cozum-bekliyor-861493.html). Bu durum, Türkiye’nin hem uluslararası itibarını düşürmekte hem de gelen turist sayısını engelleyerek, ülkemize ciddi anlamda maddi zarara uğratmaktadır.

 

Sahipsiz köpek terörünün yol açtığı ısırma ve yaralanma sayısı Türkiye’de yüz binlerle ifade edilmekte olup bu yaralanmalar ve pek çok kişide yarattığı psikolojik tranvanın kayıtları bile tutulmamaktadır. Bu sahipsiz köpek problemleri Türkiye’de gittikçe büyümekte olup, eğer gerekli önlemler alınmazsa gelecekte şehirlerde sahipsiz köpek teröründen dolayı insanlar çok daha zor günler yaşayacaktır. Sahipsiz köpekler ısırmanın yanında yaşadıkları habitatta trafik kazalarına, çevre kirliliğine, aynı habitattaki bazı canlı türlerinin yok olmasına ve birlikte yaşadıkları insanları korkutarak ve gürültü çıkararak psikolojik yönden zarara uğramalarına neden olmaktadır.

Meseleye, bir de dini bakımdan yaklaşan, akademisyen, islam hukukçusu, Prof. Dr. Mehmet Boynukalın; sahipsiz köpeklerin sebep olduğu üzücü olaylarla ilgi, çocukların sokaklarda köpekler tarafından öldürülmediği medeni bir ülke olmak için yasaların uygun hale getirilmesi, sahipsiz köpeklerin toplanması, sonra sahiplendirilmesi veya uyutulmasının gerektiğiyle ilgili zaman zaman (X) hesabından açıklamalar yapmaktadır. Konuyla ilgili derlenen açıklamalar aşağıdaki gibidir.

“Maalesef başka çare yoksa son çare budur. Peygamberimiz (sa) zamanında da başıboş köpekler uyutulmuştur (Buhari ve Müslim). Sahiplenen çıkmazsa uyutulmalıdır” (Boynukalın, Mehmet, @M_Boynukalin, 20.01.2022). "Yetkililer Batı'da da uygulanan kanunu uygulasa sorun kalmayacak. Sahipsiz köpekler toplanmalı ve sahiplenen çıkmazsa uyutulmalı. Dünya bunu uyguluyor. Akıl ve din de bunu gösteriyor” (Aynı, 22.08.2022). “Eski Mısır'da firavunlar zamanında taptıkları bir köpek tanrısı vardı. Herhalde yakında bizde de itetapma dinini hortlatacaklar. Yeter artık daha kaç çocuğun ölmesini bekleyeceksiniz. 5199 sayılı kanun çocukları öldürüyor” (Aynı, 19.05.2024). “Bizim meseleye bakışımız İslami ve insanidir. Allah


bu dünyadaki her şeyi insanın hizmetine vermiştir. İnsan Allah’ın izin verdiği ölçüde bütün hayvanlardan faydalanma ve zararlı olanları itlaf etme hakkına sahiptir. İnsanların büyük çoğunluğuda aynı görüştedir. Dünyadaki ülkelerin hemen hepsi sokakta insanları parçalayan köpeklerin toplanıp itlaf edilmesini yasalaştırmıştır. Hindistan gibi ittapar ve kuduz hastalığının rekor kırdığı bir iki ülkeyi örnek almak akıl karı değildir. İslam ve akıl bizi aynı sonuca götürür. İnsan hayatına zarar veren hayvanlar gerektiğinde itlaf edilir. Bugün artık bu zorunluluk haline gelmiştir. Bunun aksini savunmak insan düşmanlığıdır, ittaparlıktır ya da mama rantı elden gitmesin diye insanların parçalanarak öldürülmesine seyirci kalmaktır” (Aynı, 22.05.2024).

Sahipsiz sokak köpeği popülasyonunu, sahipli köpeklerin sokağa terk edilmesi de artırmaktadır. Buna bağlı olarak, sahipli köpeklerle ilgili sorumluluklar açık bir şekilde düzenlenmelidir. Sahipli köpekler, tasmasız olarak kontrolsüz bir şekilde parklarda, sokaklarda, sahillerde halka açık diğer alanlarda gezdirilmekte veya sokaklara kontrolsüz bir şekilde bırakılmaktadır. Bu durum, insanların ve hayvanların zarar görmesine neden olmaktadır. Öte yandan köpeklerin halka açık yerlerde dışkı gibi atıkları sahipleri tarafından toplanılmamaktadır. Bu durum insan, hayvan ve canlı sağlığı açısından ciddi riskler oluşturmakta ve çevre kirliliğine neden olmaktadır. Köpek sahiplenenlerinin ABD, AB üyesi ülkeler, İngiltere, Japonya, İsviçre ve Avustralya’da olduğu gibi sorumlulukları detaylı bir şekilde düzenlenmelidir (Kırışık, Fatih, Öztürk, Kübra, 2021, s. 380). Özellikle sahipsiz sokak köpeklerinin çevreyi dışkı, yiyecek artıkları ve salyaları ile sürekli kirletmeleri, kontrolsüz olarak sokak köpekleri için çevreye rastgele bırakılan sahipsiz köpek evlerinden dolayı ciddi olarak çevre kirliliği, sağlık ve hijyen yönünden büyük riskler oluşmaktadır.

 

Hayvanları Koruma Kanunu’nda, hayvanların korunması ve rahat yaşamalarının sağlanmasında insanlar ve hayvanların sağlık, hijyen ve güvenliklerinin de dikkate alınacağı belirtilmektedir (5199 Sayıl Kanun, Madde:4). Ancak, hemen hemen her gün ulusal basında ve haberlerde Sahipsiz köpeklerin sebep olduğu, başıboş köpek terörü vakalarını görüyoruz. Bu vakalar köylerden kentlere, kırsal alanlardan şehirlerin merkezine, bütün sokak ve caddelerden, park ve bahçelere, bütün il, ilçe, belde ve köylere kadar Türkiye’nin her yerine yayılmış durumdadır. Bu bazen küçük bir çocuğun, bazen yaşlı bir kadının, bazen okul yolundaki öğrencilerin ısırılması hatta başıboş köpek sürülerinin topluca saldırarak insanlarımızın parçalanarak öldürülmelerine ve sakat kalmalarına sebep olmaktadır. Bu başıboş köpek saldırıları bazen kırsal alanda koyun ve keçi katliamına, bazen kedi gibi diğer evcil hayvanları parçalamasına, bazen de kendi aralarındaki kavgalar sebebiyle birbirlerini öldürmeleri ve sakat bırakmaları şeklinde olmaktadır.

 

Sokak köpekleri, doğal avcı olmadıkları ekosistemlerde yabani hayvan popülasyonlarını olumsuz etkileyebilmektedirler. Özellikle kuşlar ve küçük memeliler gibi yerel türlerin sayısında azalmaya neden olmaktadırlar. Sokak köpeklerinin yoğun olduğu bölgelerde, bu hayvanların yuvalarına saldırarak yavrularını öldürdükleri vakalar belgelenmiştir. Bu durum, yerel biyoçeşitliliği tehlikeye atar ve ekosistem dengesi üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Ayrıca, sokak köpeklerinin yiyecek arayışı, diğer hayvan türleri ile rekabeti artırmaktadır. Örneğin, çöp konteynerlerinde veya açık alanlarda yiyecek arayan sokak köpekleri, doğal kaynakları tüketerek yerel vahşi yaşamın besin kaynaklarına ulaşmasını zorlaştırmaktadır. Bu rekabet, bazı türlerin hayatta kalma şansını azaltabilmekte ve ekosistem dengesini bozmaktadır. (https://evrimagaci.org/turkiyede-sokak-kopegi-sorunu-nasil-cozulur, Erişim:21.05.2025).

 

Türkiye’de son dönemlerde yükselişe geçen şikayetlerden aşina olduğumuz üzere sokak köpekleri, bazı insanlar için korku ve endişe kaynağı olmaktadır. Özellikle büyük şehirlerde, saldırganlık gösteren sokak köpekleri, insanlarda güvenlik kaygısı yaratmaktadır.


 Başıboş köpeklerin neden olduğu kazalar, ısırma vakaları ve hayvan insan temaslı hastalıklar  ciddi yaralanmalara,işgücü kaybına, insanların engelli hale gelmesine ve  ölümlere yol açmaktadır. Ülkemizde, özellikle çocukların sokak köpekleri tarafından ısırılma vakaları oldukça yaygındır ve bu durum aileler arasında büyük bir endişe kaynağıdır (Aynı, Erişim.20.05.2025). Toplumda bu yönüyle de psikolojik olarak olumsuz etki ve baskı oluşturmaktadır. Bu durum insanlar üzerinde hareket kısıtlılığı oluşturmakta, yapmak izledikleri bazı ihtiyaçlarını karşılayamamalarına sebep olmaktadır. Sahipsiz sokak köpeklerinden kaynaklanan bu tür olaylar, toplum içinde sokak köpeklerine karşı olumsuz davranışlar ve antipati oluşmasına neden olmaktadır. Buna bağlı olarak, insanlar sahipsiz sokak köpeklerine karşı daha sert önlemler alınmasını talep etmektedirler ve bu durum yetkililerin bu hayvanlara karşı daha sert önlemler almasını gerekli kılmaktadır.

5.  Tartışma

 

5199 Sayılı Kanun’un ilgili maddesi gereği, Türkiye’de yakala-kısırlaştır-yerine bırak metodu uygulanmıştır. Yakala-kısırlaştır-yerine bırak, bazı ülkelerde sokak köpeği popülasyonlarını kontrol etmek için uygulanan ancak bilimsel olarak işlerliğinin olmadığı gösterilmiş bir yöntemdir. Süreç, sokak köpeklerinin canlı olarak yakalanmasını, kısırlaştırılmasını, kimlik tespiti ve kolay tanıma için kulaklarına işaret takılmasını, aşılanmasını ve ardından alındıkları bölgeye bırakılması şeklindedir. Dünya'nın en büyük hayvan hakları organizasyonu PETA, sahiplenilmeyen köpeklerin, sokakta acı çekerek yaşamasının, ötanazi yapılmasından daha zalimce olduğunu ve bu yüzden sahiplenilmeyen köpekler için en insancıl çözümün ötenazi olduğunu savunmaktadır (https://tr.wikipedia.org/wiki/Yakala-kısırlaştır-yerine-bırak). Yani, sahipsiz hayvan kontrol dışı olduğu için dışarıda tehlike oluşturmakta ve sahipsizlik sahipsiz kalan hayvanlar için bir işkence ve onlara yapılan bir eziyet olmaktadır.

 

7527 Sayılı Kanun, çıkar guruplarının baskısı altında çıkarılmış ve tam olarak çözüm getirmemiştir. Süreç 2028’e kadar uzatılmış ve sahipsiz sokak köpeklerinin sebep olduğu sorunlar devam etmektedir. Gelecek içinde belirli riskleri barındırmakta, geçici hayvan barınaklarını kalıcı hayvan bakım evlerine dönüştürdüğü için ekonomik yönden de işletilebilir ve sürdürülebilir de değildir. Çözüm için Yakala-kısırlaştır-geçici hayvan barınağına bırak, sahiplendir, yönet yaklaşımı sergilenmelidir. Sokakta sahipsiz köpeklerin bulunmaması için bırakılmaması gerekir. Öncelikle yönetsel olarak sahipsiz köpekler sahiplendirilmeli, sahiplendirme mümkün olmaz ise gelişmiş ülkelerdeki yöntemlere bakılmalı ve bu konudaki uluslararası sözleşmeler dikkate alınarak en sağlıklı yöntem uygulanmalıdır. Bu durumlar dikkate alınarak 5199 sayılı Kanun yeniden revize edilmelidir.

 

Eski, Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği’nde, belediyelerin alacağı tedbirler kapsamında, sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması, kısırlaştırılması, aşılanması, gerekli tıbbî bakımlarının yapılması ve işaretlenmesi, tekrar alındığı ortama geri bırakılması, sahiplendirilenlerinin kayıt altına alınması, (12.05.2006 tarihli ve 26166 sayılı Resmî Gazete, Madde: 7, a fıkrası) şeklinde iken, bu yönetmeliğin kaldırılıp, en son, 13.12.2024 Tarihinde, yayınlanan uygulama yönetmeliğinde, yerel yönetimlerin görev ve sorumlulukları başlığı altında, hayvan bakımevine gelen hayvanları Bakanlıkça oluşturulan veri tabanına kaydederek müşahede altına almak, hayvanların rehabilitasyonlarının yapılmasını müteakip hayvanları bakımevinde barındırmak veya sahiplendirmek. (Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği, 13.12.2024 Tarih, 32751 Sayılı Resmi Gazete’de, Madde:7, b-fıkrası), şeklinde düzenleme yapılmıştır. Burada açıkça ifade edildiği gibi yakalanan, toplanan sahipsiz


sokak köpekleri hiçbir şekilde geri bırakılmayacaktır. Ayrıca Sokakta sahipsiz köpekleri toplamayan, belediyelere ciddi para cezalarının uygulanması, gerekli kontrol ve denetimlerin yapılmasına bağlı olarak orta ve uzun dönemde sokaklarda başıboş köpek bulunmayacağını göstermektedir.

 

7527 Sayılı Kanun ile sokaklarda sahipsiz köpek olmaması, Yakala-kısırlaştır-yerine bırak yöntemini terk edildiğini göstermesi bakımından çok önemli bir gelişme olmuştur. Ancak sürecin geniş zamana yayılması, problemlerin devam edeceğini göstermektedir. Ayrıca köpek popülasyonu çok hızlı ürediği için bu zaman sürecinde mevcut popülasyonun daha fazla artmaması için belediyelerin olabildiğince hızlı hareket etmesini gerektirmektedir. Belediyeler, sanki 7527 Sayılı Kanun uygulanmayacakmış gibi eski çalışma yöntemlerini devam ettirdikleri gözlenmektedir. 2028 yılına kadar sokakta sahipsiz köpek bırakılmaması için verilen süreyi, sanki 2028 yılında sahipsiz köpeklerin toplanmasına yeni başlayacaklarmış gibi algıladıkları görülmektedir.

En son, 30.07.2024 Tarihinde kabul edilen 7527 Sayılı, Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, yerel yönetimlerin sahipsiz köpeklere ilişkin yürüttüğü iş ve işlemlerde Bakanlar Kurulunun 28/8/2003 tarihli ve 2003/6168 sayılı Kararı ile onaylanan Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkili olduklarını belirtmiştir (7527 Sayılı Kanun, Madde:5). Yerel yönetimler, Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında, bütün belediyeler kendi durum ve şartlarına uygun olarak, yönetsel kapasitelerini iyi kullanmaları halinde, sokaklarda başıboş köpek bırakmayacak şekilde, sahipsiz sokak köpekleri problemlerini çözebilirler,

Sahipsiz sokak köpekleri ile ilgili sorunun büyümesini sebeplerinden biriside belediyelerin görevlerini yapmaması, diğer tarafta denetim ve kontrol eksikliği ve gerekli yaptırımların uygulanmamasıdır. Belediyeler yapacakları çalışmaları yapamamış, bunun önemli göstergelerinden birisi, belediye sayısına göre Sahipsiz hayvan barınağı sayısının yaklaşık %10 gibi çok düşük kalmasıdır. Öbür taraftan bazı çıkar gurupları ve örgütler konuyu hayvan severlik adı altında ajite ve suiistimal ederek, belediyelerin görev ve sorumluluklarını yerine getirmesinin önünü tıkamışlardır.

 

Etkili denetim, kontrol ve yaptırım olmayan uygulamalarda sonuç almak maalesef pek mümkün olmamaktadır. Sahipsiz sokak köpeklerini toplamayan ve ilgili yasa ve yönetmeliklere uygun hareket etmeyen, görev ve sorumluluklarını yerini getirmeyen belediyelere, ivedilikle gerekli yaptırım ve cezai işlemler uygulanmalıdır. Sahipsiz köpeklerin sebep olduğu zararların muhatabı olmadığı için yasalarda gerekli düzenlemeler yapılarak, bu durumlarda doğrudan belediyeler mesul tutulmalı ve sahipsiz köpeklerin sebep olduğu can ve mal kayıplarının sorumlusu olarak ilgili belediyeler görülmeli, her türlü zarar ve ziyan belediyelere ödettirilmelidir.

Türkiye başıboş köpek terörüne ve bu konuyu suiistimal eden çevrelere teslim olmamalıdır. Devlet, sahipsiz sokak köpek sorununa karşı, insanı merkeze koyarak, bir tarafta insan hayatını, sağlığını ve güvenliğini sağlamalı, öbür tarafta hayvanların sahipsiz kalmasını önlemeli ve sokaklarda başıboş köpek bulunmamasını temin etmelidir. Sahipsiz sokak köpeklerinin popülasyonu arttıkça sorunlarda daha fazla artmaktadır. Konunun çözümü daha da zorlaşmadan, daha fazla insanın, köpeklerin saldırısıyla yaşamını yitirmesinin, yaralanmasının, sakat kalmasının, hastalık kapmasının, kazaların ve psikolojik olarak yaşanan travmaların önüne geçmek için acil olarak gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Bunun için belediyelerin görev


ve sorumluluklarını tam olarak yerine getirmeleri, hükümetin doğru kararlar alarak, denetim, kontrol ve yaptırımları titizlikle uygulaması gerekir.

 

6.  Sonuç ve Önerileri

 

Halkın sahipsiz sokak köpekleri konusunda bilinçlendirilmesi gereklidir. Toplumun sokak hayvanlarıyla ilgili konularda tam ve doğru bilgilenmesi, hayvanlara karşı yapılan dezenformasyonun önlenmesi amacıyla etkili bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır. Toplumun, hayvan sahiplerinin ve hayvan severlerin eğitimi için etkili eğitim faaliyetleri yapılması, kurslar/seminerler düzenlenmesi ve halkın sahipsiz ev hayvanları özellikle ülkede önemli bir sorun haline gelen sahipsiz sokak köpekleri konusunda, güvenlik, sağlık ve hijyen gibi konularda  doğru bir şekilde bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi gereklidir. Sahipsiz ev hayvanları, özellikle sahipsiz sokak köpekleri konusunda ilgili kuruluşlar arasında birlikte çalışma kapasitesi çok zayıftır. Sahipsiz ev hayvanları konusunda ilgili kuruluşlar arasında sağlıklı bir işbirliği ve koordinasyonun olması gerekir. Sokak hayvanları ile ilgili çalışmaların ilgili bakanlıklar, valilikler, belediyeler, veteriner odaları, veterinerlik fakülteleri, hayvanlarla ilgili STK'lar ve vatandaşlar arasında etkili işbirliği ve koordinasyon sağlanmalıdır.

Evcil hayvanlarının, varlık amacına uygun olarak bulundurulması gerekir. Köpeklerin varlık amacı, bekçilik, avcılık, polis çalışmaları, kurtarma çalışmaları, engelli yardımcısı, bakıcılık gibi amaçlar için sahiplenilerek bulundurulmaktadır. Evcil hayvanları amacı dışında kullananlara ve bulunduranlara caydırıcı cezalar getirilmelidir.

Dışarıda sahipsiz ev hayvanlarının olmaması esastır. Sahipsiz hayvanlar kontrol dışıdır. Sahipsiz sokak köpeklerinin faydası olmadığı gibi toplum üzerinde güvenlik, sağlık ve hijyen yönünden olumsuz etkileri vardır ve tehdit oluşturmaktadır. Bundan dolayı evcil hayvanlar, köpekler de sokaklarda bulundurulmamalı ve sokağa bırakılmamalıdır.

Sahipsiz sokak köpekleri için etkili ve özendirici sahiplendirme çalışmaları yapılmalıdır. Barınaklardan hayvan sahiplenmeyi kolaylaştırmak ve teşvik etmek için belediyelerde ilgili bir birim kurulması gerekir. Barınaklarda kayıtlı hayvanların fotoğrafı ve özelliklerinin olduğu bir künye ile tanıtıldığı, bir internet sitesi kurulması gibi çalışmalar yapılabilir. Sahiplendirilemeyen sokak köpeklerine, uzun süre barınaklarda bakmak sürdürülebilir olmadığı için bu konuda, sokaklarda başıboş köpek bulunmayan, gelişmiş ülkelerde uygulanan yöntemlerin uygulanması kaçınılmazdır.

Sahipsiz sokak köpeklerinin popülasyonunu kontrol etmek için kısırlaştırma yapılması en etkili yöntemlerden birisidir. Sahipsiz sokak köpeği popülasyonunu azaltmak için doğru, etkili ve gerekli kısırlaştırma çalışmaları kesintisiz sürdürülmelidir. Bu konuda boşluk bırakılmamalı ve gerekli koordinasyon, denetim ve kontroller titizlikle yürütülmelidir.

Sahipsiz sokak köpeği popülasyonunu artıran sebeplerden birisi de sahipli köpeklerin sokağa bırakılarak, terk edilmesidir. Sahipli köpeklerin sokağa bırakılarak sahipsiz hale gelmesinin önüne geçilmesi için, bu davranışı yapanlara caydırıcı cezalar uygulanmalıdır. Bunun için sahipli hayvanların kayıt altına alındığı ve takip edildiği bir sistem kurulmalıdır.

Sokak hayvanları için etkili aşılama çalışmaları ile olası hastalıkların önüne geçilmelidir. Sağlık ve hijyen yönünden riskleri önlemek için kuduz ve Kist Hidatik  gibi hastalık durumları karşısında,  aşılama/ilaçlama  çalışmaları etkili bir şekilde yapılmalıdır. Sokak hayvanlarına ve evcil


hayvanlarına yönelik etkin aşılama yapılarak, hayvanlardan gelecek bulaşacak hastalıkların kontrol altında tutulması gereklidir.

Sahipsiz sokak köpekleri, her türlü sokak hayvanları ve evcil hayvanlarla ilgili, Sokak hayvanları için yeni, donanımlı ve yeterli rehabilitasyon ve bakım merkezleri açılması, her türlü aşılama ve kısırlaştırma çalışmaları, belediyeler, özel veteriner klinikleri ile veterinerlik fakültelerinin aşılama, kısırlaştırma, rehabilitasyon çalışmalarında görev alması ve ortak hareket etmesi gereklidir.

Sahipsiz sokak köpekleri çalışmalarında yerel yönetimler arası işbirlikleri gereklidir. Özellikle Büyükşehir belediyelerinde, büyükşehir ve ilçe belediyeleri, il belediyelerinde il, ilçe, belde belediyeleri ve il özel idarelerinin, sorunların çözümü için ortaklaşa çalışmaları gerekir.

İlgili bakanlık ve valilikler tarafından, sahipsiz sokak köpeklerinin kontrol ve denetimi iyi yapılmalı, görevini yapmayan belediyelere gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır. Her il, ilçe, belde, köy ve mahalle düzeyinde hizmet verilebilecek ve bu konuda yeterli sayıda veteriner hekim görevlendirilmelidir.

Hayvanseverlik maskesi ile çalışan menfaat ve çıkar odaklı hareket eden kişi ve örgütlere fırsat verilmemelidir. Sokak hayvanlarını korumak ve bakımını sağlama konusunda ajitasyon yaparak, bazı kişi ve örgütler gelir ve çıkar sağlamak için kontrolsüz olarak yardım toplamakta ve suistimalde bulunmaktadır. Bu konularda ilgili bakanlık ve valilikler gerekli önlemleri almalı, kontrol ve denetimler yapmalı ve bu işi yapanlara yaptırım uygulamalıdır.

Sokak hayvanlarının, özellikle sahipsiz sokak köpeklerinin ticarete konu edilmemesi; satışı ve yasadışı çoğaltılması gibi durumlar yasaklanmalıdır. Uygun kanunlar ile köpeklerin ithalatı ve ihracı düzenlenmelidir. Sokak hayvanlarının yönetimi yerel yönetimler iş birliği içerisinde yürütülmeli, denetim, kontrol ve yaptırımlar ilgili bakanlık ve valilikler tarafından yapılmalıdır.

Sahipsiz hayvan barınakları kalıcı değil geçici olmalıdır. Sahipsiz sokak köpeklerini toplayıp ölünceye kadar beslemek geçici hayvan barınaklarını kalıcı hale getirir ve bu durum ekonomik yönden sürdürülebilir değildir. Geçici olarak kurulan sahipsiz hayvan barınakları, donanımlı ve yeterli kapasitede olmalıdır. Bu barınaklar sahipsiz hayvanların uzun süreli bakımı için değil, kısırlaştırılması, aşılanması, rehabilitasyonu ve sahiplendirilmesi için hizmet vermelidir.

Sahipsiz sokak köpeklerinin olmaması için gelişi güzel heryere bırakılan sahipsiz köpek kulübelerin de  olmaması gerekir. Sokaklara, caddelere, park ve bahçelere, her yere kontrolsüz bir şekilde konulan ve yaygınlaştırılan sahipsiz köpek evlerinin önüne geçilmeli ve sahipsiz köpeklerle birlikte sahipsiz köpek kulübelerininde belediyeler tarafından toplanması gerekir. Sokaklarda gelişi güzel hayvan besleme ve sokaklara gelişi güzel hayvan kulübesi  konulmasının önüne geçilmelidir.

Türkiye genelinde sahipsiz hayvanlarla ilgili özellikle sahipsiz sokak köpeklerinin sebep olacağı problemlerin çözümü ve her türlü bildirim, yaralanmalar, kazalar vb. acil durumları iletmek için bir Çağrı Merkezi kurulmalıdır. Bununla birlikte, bütün illerde valilikler tarafından, ilgili kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyon sağlayacak bir merkez kurulmalıdır. 23.05.2025

 

Dr. Gültekin GÜLLÜ 

TUKDES Genel Başkan Yardımcısı 


Kaynaklar 

 

Acar Demirel, Senem, “Sahipsiz Evcil Hayvanların Sorunları ve Çözüm Önerileri”, Ed: Şahin, Kazım, Türkiye Bilimler Akademisi, Sokak Hayvanları: Toplumsal Sorunlar ve Halk Sağlığı, Ankara, 2024

 

Aydoğan, Murat ve Meral Oğuzhan, “Sahipsiz Köpeklerin Popülasyonunun Kontrol Altına Alınması ve Buna İlişkin Hukuki Altyapının Oluşturulması”, D.E.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi, C.21, Özel S., 2019, s. 2129-2159

 

Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi, Strazburg, 13.11.1987

 

Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği (Mülga), 12/5/2006 tarihli ve 26166 sayılı Resmî Gazete.

 

Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği, 13.12.2024 Tarih, 32751 Sayılı Resmi Gazete.

 

Kırışık, Fatih, Öztürk, Kübra, “Şiddet Haberlerinden Hayvan Haklarına, Sahipsiz Köpek Sorunu”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021

 

Köpeklerin İitlâfı Hakkında Genelge, Resmî Gazete, 13 Haziran 1932

 

Türkiye Geneli Belediye Hayvan Barınakları Raporu, Yaşamdan Yana Derneği, Yaşamdan Yana Derneği, Hayvan Hakları Komitesi, 2025

 

5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, 01.07.2004 Tarih ve 25509 Sayılı Resmi Gazete.

 

7527 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun,

02.08.2004 Tarih ve 32620 Sayılı Resmi Gazete.

 

https://evrimagaci.org/turkiyede-sokak-kopegi-sorunu-nasil-cozulur, Erişim:21.05.2025

 

https://guvenlisokaklar.org/makaleler/tasmasiolmayanherkopekbasibostur/, 

Erişim:20.05.2025

 

https://tr.wikipedia.org/wiki/Yakala-kısırlaştırr-yerine-bırak, 15.05.2025

 

https://vethekimder.org.tr/Eklenti/19,vhd-rapor-sahipsiz-sokakpdf.pdf?0, 

Erişim:20.05.2025

 

https://www.trthaber.com/haber/turkiye/sokaklarin-guvenli-olmasini-isteyenler-cozum- bekliyor-861493.html, Erişim: 20.05.2025

 

https://www.yeniakit.com.tr/kart/haber/prof-dr-mehmet-boynukalindan-basibos-kopek- cikisi-sahiplenen-cikmazsa-uyutulmali-1684630.html, Erişim:21.05.2025

 

393 defa okundu
Facebookta Paylaş
Yazdır


 

| Sık Kullanılanlara Ekle | Giriş Sayfam Yap | İletişim | E-mail Giriş |